28 Mart, 2024, Perşembe
DOLAR32.3461
EURO35.1203
ALTIN2311.1
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Adalet herkese gerek

Demokratik toplumlarda, adaletli davranmak, kanunlar karşısında herkesin ayrımsız olarak eşit sayılması ön koşul olarak bilinir ve tanımlanır.

Kanunlar karşısında; din, dil, ırk, cinsiyet ve nüfus farkı gözetilmeksizin her bireyin eşit olduğunu söylemek yetmiyor, bu koşulların uygulanması önem taşıyor.

Günümüzde demokratik ana yasadan sözedilir, insanların kanunlar karşısında eşit olduğu konuşulur ve uygulanmasının gerekliliği vurgulanır.

Kişilerin yargılanmaları sırasında yaşananlara baktığımızda öyle olmadığı olayları ile karşılaşabiliyoruz.

İnsanların hak aramaları sırasında devlet “memuruna hakaret” deyimi vardır. Üzerindeki resmi giysili bir devlet memuru, görevi başında ise sivil vatandaşa bağırıp, tersleyebiliyor. Vatandaş hakkını aramaya kalktığında ‘memura hakaret’ suçu işlemiş oluyor.

Bir polis memuru düşünelim, yol denetimi sırasında veya uygulama anında vatandaşın kimliğini isterken veya bir soru sorarken yüksek sesle konuşabiliyor. Sivil giyimli bir polis memuru vatandaştan kimlik isterken, vatandaş ondan kimlik istediğinde yüksek sesle konuşma sırasında ‘memura hakaret’ sayılabilir mi?

Bu ve benzeri olayları duyduğumda ülke yönetiminde bulunanların söyledikleri ile uygulamalar arasında farklılıklar yaşandığı  tanık oluyorum.

Dün sabah saatlerinde bir televizyon kanalında izlediğim haber düşündürdü beni. Eskişehir’de bir vatandaş hız limitini aşması sonucu radara yakalanıp ceza yemiş. Vatandaş olaya itiraz etmiş. Hız limitini aşmak ve radar cezasının Milletvekili ve onun birinci derece yakınlarına uygulanmıyormuş. Millete uygulanan kanun milletin vekiline neden uygulanmıyor diye soru akla geliyor?

Vatandaş hız limitini aşıp kaza yapabiliyorsa, milletvekili ve onun birinci derece yakınları hız limitini aştığında kaza yapmadığı mı düşünülüyor?

Hakim vatandaşın itirazını yerinde bulmuş, ancak o Hakimin yeri değiştirilmiş.

İşte burası önem taşıyor. Yaşanan olaylara bakıyoruz, Hakim kanunlar kapsamında davayı inceleyip, insanların kanunlar önünde eşit olması şeklinde karar verirken, o Hakim’in yerini değiştiren uygulama gerçekten üzücü bir olay olarak tarihe geçebilir.

Osmaniye’de bir zamanlar Vali’nin evinden makamına gidişi sırasında Musa Şahin Bulvarında trafik durdurulur, kırmızı ışık ihlali yapılır, korumalar ve araçları hızla ilerlerdi.

Bir önceki Vali Dr. Mehmet Oduncu bu kuralı bozmuştu. Kırmızı ışıkta duran ve koruma sayısını azaltan bir Vali olarak ilde tanınmıştı.

Bir ilin Valisi kırmızı ışıkta duruyor, trafik kurallarına uyuyorsa, bir Milletvekili de trafik kurallarına uyması gerekmez mi?

Milletvekillerinin radar cezası almaması diye bir uygulama var ise eğer, milletvekilinin aracının kaldırımda yürüyen bir vatandaşa çarpması sonucu yaşanacak ölüm olayında da o milletvekilinin şoförünün ceza almayacağı akla gelir.

Anayasa’da kişilerin kanunlar karşısında eşit olduğunun yazılması, bunun da uygulanmaması o ülkede terör ve anarşi olaylarını ortaya çıkarır. O zaman kişiler kendi kanunlarını uygularlar ki, bu da toplumda huzur ve güven ortamını sarsar. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar