28 Mart, 2024, Perşembe
DOLAR32.3327
EURO35.0641
ALTIN2285.6
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Acı üstüne Acı…

Acıyı yüreğinin en derinliklerinde hissetmek… severken ayrılmak, terk edilmek veya en sevdiğini toprağa vermek… acıların en kötülerini yaşadığını söylemek. Acı; acıdır, acının kötüsü veya iyisi olmaz.

İki insan acı üzerine konuşurken; “Allah kimseye acılı günler yaşatmasın, acılı haberler vermesin!”denildiğine tanık olmuşsunuzdur.

Bu günlerde 38 bin mahkumun hapisten çıkarılması ilgili haberlere, mahkum yakınlarının sevinçlerini görmekteyiz. Az sayı değil hapisten çıkan insanlar ile onların yakınlarının sevinç duymaları.

Önceki gün emekli bir öğretmen olan arkadaşım İstanbul’dan aradı beni. Osmaniye’de uzun yıllar öğretmenlik yaptığı günlerde tanışıyorduk. İki erkek çocuk annesiydi. Yaklaşık 5 yıl öncelerinde işyerinde sattığı malzemenin parasını alacaklısından isteyen emekli öğretmenin oğlu, bir tartışma sonucunda alacaklısı tarafından tabanca ile öldürülmüş. Acılı anne oğlunu toprağa verirken geride iki torun ile gelinine bakmak zorunda kalmasına üzülürken, işlerinin başka firmalara olan borcu ve diğer alacaklılar kapıya dayanmışlar.

Gelin bir süre sonra babasının evine gitmiş, diğer oğlu ise bir başka ilde çalışmaya gidince olaylara dayanamayan emekli öğretmen İstanbul’a giderek burada özel bir okulda yeniden öğretmenliğe başlamış.

Bayram günlerinde Osmaniye’ye gelip oğlunun mezarını ziyaret edip, gelini ile iki torununu da gördükten sonra otobüse binip giderken gözlerindeki yaşlar ve yüreğindeki acıyı okuyabilmek bir o kadar da zor oluyordu.

Önceki günkü telefon konuşmamızda sürekli hıçkırıp ağladığını duyuyordum. Sakinleştirmeye çalışsam bile yetersiz kalıyordum. Hıçkırıkları arasında anlayabildiğim sözcükler; “Mustafa bey ben bir değil üç defa yıkıldım, bittim, eridim, ayakta duracak dermanım kalmadı. İkinci evladımı da kaybettim. Ne yapacağım şimdi?”diyordu.

Emekli öğretmenin ikinci oğlu, mahkumların dışarıya çıkarılması olayı haberini öğrendiğinde, abisinin katilinin de aftan yararlanıp salıverileceğini öğrenmiş. Yüreğindeki acıyı kimseyle paylaşamayınca bir akşamüzeri kafasındaki dolu düşüncelerle otomobilini kullanırken kaza yapıp olay yerinde yaşamını yitirmiş. Geride 5 çocuk ve acılı bir eş kalmış.

Olayı öğrenin acılı anne İstanbul’dan yola çıkıp oğlunun cenazesine geldiğinde, bir torununun sözleri yüreğindeki acıları daha artırmış. Lise öğrencisi olan torunu; “Baba anne, baba anne! Biliyor musun benim babam amcamın katilinin hapisten çıkaracağı öğrenince üzüntüden ne yaptığını bilemeden trafik kazası geçirip öldü! Babamın katili ölen amcamdır biliyor musun!?”diye konuşmuş.

Acılı anne işte burada tarif edemeyeceği yıkıntı içerisinde kalmış. Bana telefonda içinde bulunduğu psikolojik durumunu anlatırken; “İki evladım vardı. Biri alacağını istediği için öldürüldü, geride iki çocuk ve bir gelin bırakıp toprağa verdim. Tek oğlum kalmıştı, onu da trafik kazasında kaybettim. Şimdi hiç evladım kalmadı. Onların da 5 çocuğu babasız kaldı. Ben bu acıyı yaşarken torunumun birinin bana söyledikleri yüreğime oturdu. Şimdi oğlumun katili de hapisten çıkacak, onların ailesi sevinecek ben ise 5 yıl önceki oğlumun katilinin sokakta gezmesine mi, üç dört gün önce trafik kazasında kaybettiğim ikinci evladımı toprağa verdiğime mi, torunlarımın babasız kalmalarına mı yanacağım! Bilemiyorum, düşünemiyorum!”diye konuşuyordu.

Bu olayı öğrendiğimde, acıların üzerine yeni acıların gelmesi bu olsa gerek diye düşündüm. Allah kimseye böyle üst üste acılar göstermesin! Saygılarımla….

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar