Yeniden sizlerle buluşmanın güzelliği ile, 48 günün ardından merhaba demenin tadını yaşamak istiyorum.
Köşe yazıma 1 eylül gününe kadar ara vereceğimi belirtirken, isteyerek yapmamıştım. Elimin altındaki bilgisayarımın çalınmasının ardından, bilgi ve belgelerimi kaybetmiş bile olsam, aklımdaki bilgi ve belgeleri korumuştum.
Köşe yazıma ara verdiğim süreçte, kalemle yazdım günlük olayların gelişmelerini. Boş durmak bana göre değildi, hareketliliği seviyor ve böyle yaşamayı ilke edinmiştim.
Eylül ayı güzelliklerle doludur, şiirlere, türkülere konu olmuştur bu ayın tadı. “Eylül’de gel” denilir ya, işte ben de öyle yapmayı düşünmüştüm.
Aslında tahmindi benimkisi. Yeni bir bilgisayar alabilmem için böylesi bir zamana gereksinim duyuyordum.
Bir Eylül sabahı işte yeniden sizlerleyim. Bu sütunlarda yazılarıma ara verdiğimde sevinenler olmuştur. Üzülenler olduğunu sanmıyorum, çünkü yazılarıma ara verme gerekçesi sorma zahmetinde bulunanlar olmadı!
Fincancı katırlarını ürküttüklerim sevinmiş olmalı. Ürkme eylemi; Hayvanlara özgüdür, insanlar çekinme, irkilme gibi tepkiler verirler.
İnsan ile hayvan yaratıkları arasında bir benzetme benimkisi!.. Aklını güzellikten yana değil de şer ve şiddetten yana kullananlar için ne gibi sözcük kullanırsanız, kullandığınızda karşılığını nasıl alabileceğini tahmin edebilir misiniz?
Covid-19 salgınında, kendini koruma adına garanti altına alınması 14 gün olarak bilinir ve uygulanır. Önlemler alıyoruz, uygulamalar getiriyoruz, para cezaları veriyoruz… Tüm bu uyarılar karşısında ülkemizdeki bu salgının seyrinde neyin neresindeyiz?
Sağlık Bakanlığı ve diğer uzmanların açıklamaları, bilgilendirmeleri hangi ölçüde vatandaşlarımızın uygulamasında başarılı olabiliyor?
Sokakta yolun kenarına bir saygısız tarafından atılan maske’yi alıp takan bir çocuğun oyun oynadığını sanması olayını düşünebiliyor musunuz!?
Eğitim ve öğretim alanında yaşanan ve yaşatılanlar ile insanların gelecekleri üzerine umutlarının canlı veya hareketsizliklerini düşünüyorum!
Her birey kendince görüşlerini açıklayabilir, ancak diğer insanların görüş ve düşüncelerini incitmeden sözleri kullanması ortamda barış ve huzuru getirir!
Bir ülke de yaşayan insanların veya toplulukların görüş, düşünce ve inançlarına saygı duyarak yaşamak, dışlamamak gerek. Dışlanan kişi ve topluluklar günün birinde karşı savunmaya geçip, toplumsal huzur ortamının bozulması olayının fitilini ateşleyebilirler!
Saygı duyduğun kişilerden aynı karşılığı alabilirsin, dışladığınız görüşteki insanların size karşı olmasına söyleyecek sözünüz olamaz!
Bugün yeniden sizlerle buluşmanın mutluluğunu yaşarken, önümüzdeki günlerde, sağlığım elverdiği sürece yeni yorumlarımla sizlerle buluşmak üzere… Sağlıklı günlerde yaşamanıza özen gösteriniz!...
