29 Mart, 2024, Cuma
DOLAR32.3643
EURO34.9818
ALTIN2324.9
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

20-20…

Bugün İkibinyirmiyılınınyirminci günü, üstelik yeni bir haftanın başı.

Pazartesi günü ile başlayan haftamızın ilk gününde tüm okurlarımıza sağlık, güzellik, huzur, mutluluk, başarı ve aklınıza ne geliyorsa sizlere yüreğimin orta yerinden sevgi ve selamlarımı sunuyorum.

Bu köşemde yıllardır gündemle ilgili olayları sizlerle paylaştım, yorumladım. Yeri geldi eleştirilerimin yanında önerilerimi de sundum. Olumsuz olayları gündeme getirdiğimde, sorunların çözümlenmesinden yana beklentilerin aradan yıllar geçmesine rağmen iyileştirilmediğine de tanık olduk.

Yine de yılmadan ve sabırla sorunların çözümü için olumsuzlukları dile getirmeye çalıştım. İlgili veya yetkililerin eksik, aksak veya hatalarını gündeme getirirken, onların kişisel durumları değil, bizi ilgilendiren görevlerinin daha güzel yapmalarını istemek tek amacımız oldu.

Bugünlere geldik, yıllar gelip geçti, 2020 yılının 20 ocak gününü birlikte yaşamaya çalışırken aynı duygu ve düşüncelerle iyi niyetli, yaşanabilir bir kent, çevre ve ülkede olabilme uğraşılarımızı sürdürmekte kararlılığımızı sürdürüyoruz.

Kişisel çıkarlar yerine, birlikte yaşamakta olduğumuz çevremizdeki tüm canlılarla sağlıklı, huzurlu ve güzelliklerle yaşama özlemiyle köşemizdeki harfleri biraraya getirip, sözcükleri dizerek kurmaya çalıştığımız tümcelerde anlatmak istediklerimizi okurlarımızla paylaşıyoruz.

Kimsenin makam veya koltuğunda gözümüz yok. Ancak belli sıfatları taşıyanlar, görevlerinde sorumluluk taşıyan insanların üslendikleri görevleri de başarılı ve sağlıklı şekilde yerine getirmelerinin gerekliliğine inanıyoruz.

Bir canlının doğumundaki sevinç, bir canlının ölümündeki üzüntüyü yan yana getirdiğimizde, duygulardaki hareketlenmeyi düşünün. Doğuma sevinirken, ölüme üzülen insanlar; yer yüzündeki tüm canlıların farkına varan aklı ile yaşıyorlar.

Canlılar içerisinde aklını kullanan insanların, canlı varlıklar üzerindeki hükümdarlıkları, sahip olma hırslarının ötesinde yoketme eylemleri günün birinde kendi canlarına bile malolmaya başlayan süreçte yaşanır oldu.

Parayı üreten insanoğlu, onu kazanma hırsı ile kendi ürettiğinin önünde başını eğip, deyim yerindeyse kölesi duruma geldi.

Silahları üreten insanoğlu, sadece avlanmak için hayvanlar üzerinde silahları kullanmak yerine, insanlar üzerinde yoketme, öldürme hırslarına kapılarak kendi eliyle kendileri üzerinde uygulamalara başladılar.

İnsandaki yaşama hırsı, yaşatma hırsı ile yoketme hırsı arasındaki çelişkileri anlayabilmekte zorlanır olduk.

Neydi insanların yüreklerindeki böylesi kara kan dolaşımı, neydi insanların elleriyle ürettikleri silahlarla, yine elleriyle kendilerine doğrultular ölüm makineleri!?

Dinlerin doğuşunu düşündüğümüzde; barış, huzur, kardeşlik ortamının sağlamlaşması ve birlikte güzel yaşamayı gerektiren kuralları görmekteyiz.

Dinler arasındaki sürtüşmelerin kavgaya dönüşmesi, insanlar arasındaki çeşitli anlaşmazlıkların günün birinde silahlar kullanılarak ölümleri ortaya çıkarması olaylarına baktığımızda, “İnsanlık nereye gidiyor!?”diye soruyu kendimize sormamız gerekiyor.

Söylemekle değil, güzellikleri yaşamak ve yaşatmakla huzurlu ve mutlu olunabileceğini aklımızdan çıkarmamak dileğiyle, saygılar…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar