Osmaniye’deki medya mensupları bir ilki daha gerçekleştirdi. Basından sansürün kaldırılışının 109. yıldönümü “Gazeteciler ve Basın Bayramı” nedeniyle etkinlikte bir araya geldiler.
Osmaniye’deki medya mensupları, geçmiş yıllarda “Osmaniye fıstık festivali” düzenleyerek kentin tanıtılmasında önemli rol oynamışlar, ardından festival’in devamını yerel yönetim, odalar ve sivil toplum kuruluşlarının yapmalarını önermişlerdi.
Osmaniye’deki medya mensupları yine ilk kez, Üniversite açılması için açıklamalarda bulunmuşlardı.
Osmaniye’deki medya mensupları yine ilk kez Osmaniye’nin İl olması için bir araya gelerek önlüklerini giyerek ceddelerde yürümüşler, sivil insiyatifin harekete geçmesini sağlamışlardı.
Osmaniye’deki medya mensupları, terör olaylarına ve 15 temmuz kalkışmasına karşı yine bir araya gelerek sivil toplum kurulmuşları ile siyasi parti temsilcilerini buluşturup basın açıklamalarda bulunmuşlardı.
Dün ise Osmaniye’deki medya mensupları ilk kez “Basından sansürün kaldırışının 109. yıldönümü” nedeniyle bir araya geldi.
Basın açıklamasının ardından, belirlenen caddelerde yürüyerek medyanın özgür çalışabilmesine dikkat çekildi.
Halkın sesi, gözü, kulağı, dili ve direnci olarak tanımlanan Osmaniye’deki medya çalışanları üzerine düşen görevleri elinden geldiğince yerine getirirken, halkın oyları ile yönetimlere gelmek isteyen veya gelenlerin neler yapıp yapmadığını gözlemledim.
Zorda kaldıklarında veya bir etkinliklerini kamuoyu ile paylaşmak istediklerinde medya çalışanlarını arayanlar, kendilerini tanıtmak istedikleri zaman kahvaltılı veya yemekli toplantılar yapan siyasilerimizi aradı gözlerimiz!
Hadi diyelim Atatürk anıtı önüne gelmediniz, Gazeteciler Cemiyeti ziyaretleri yapmakta mı aklınıza gelmedi!?
Bu arada telefonla Gazeteciler Cemiyetimizi arayanlara teşekkür ediyoruz. Gönül isterdi ki, kentteki siyasi partiler, eğitim sendikaları ve odalar ve diğer sivil toplum kuruluşların kısa süreli de olsa ziyaret gerçekleştirip, medya çalışanlarına moral verebilirdi!
Basın özgürlüğünden sözedenler, dara düştükleri zaman medya mensuplarının kapısını çalıp sorunlarını anlatarak kamuoyu ile paylaşmak isteyenler, davalık durumlarda tepkisiz davrananlar bir kez daha “halkın sesi ola” medya mensuplarını seyretmekle yetindiler.
Yine tırnak açıp, Valimiz, Emniyet Müdürümüz, Okü Rektörümüz, bazı Milletvekillerimizin duyarlı davranışlarından dolayı teşekkür ediyoruz.
Basın da sansürün kaldırılışın 109. yıldönümünü kutlarken, günümüzde sadece ülkemizde değil, dünyanın dört bir yanında basın da sansürün olup olmadığı tartışmaları da eksilmiyor!
Bu arada “basın özgürlüğü ve sansür” olayı denildiğinde, basının kendine özgü “oto kontrol sistemi” olayını da ne ölçüde işletip işletmediğini tartışmak gerekiyor.
“Kişi haklarına saldırı, kamu düzeni ve ülkenin çıkarları ile devletimizin bütünlüğü” gibi olayları içinden geldiği yazma olayındaki yaşananları da “sansür” olarak değerlendirmemek gerekiyor.
Elbette, yönetimlerin baskıları da yok değil, ama bunları başarmak için, önce kendi aramızdaki “haklarımız için” birlikte hareket etme önem taşımaktadır. Meslektaşlarıma başarı dileklerimle…
109. yılında…
aaaaa