20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5095
EURO34.7826
ALTIN2499.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

1 mayıs

Yıllar, tarihler ve günlerin neleri yaşatacağını önceden tahmin edebilir miyiz?


Yıllar öncesinde Dünya’da “1 Mayıs işçi Bayramı” çeşitli etkinliklerle kutlanırken, Türkiye’de kutlama etkinliklerinde mutlaka olay olur, polisle kutlamaya katılan insanlar arasında yaşanan üzücü olaylar, yaralanmalar, hatta ölümler bile olurdu.


İstanbul Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs tarihinde bu nedenle farklı bir anısının olması dikkat çekiyor.


Aradan geçen yıllar ve sürecin gelişmesi ile birlikte “1 Mayıs İşçi Bayramı” yasal hale getirildi, Bayram ve tatil günü olarak gündemde yerini aldı. Bu nedenle dün resmi tatil olarak çalışma olmadı.


Yıllar öncesinde dönüldüğünde, işi zora sokan hükümetlerin ve işçilerin seslerini duyurmalarına karşı çıkan yöneticilerin neyi amaçladığını düşünüyoruz. Günümüze geldiğimizde bu işin zorlama ile değil, istenirse oluyormuş tümcesini aklımıza getiriyoruz.


Dün İstanbul Taksim Meydanı’ndaki yaşananlar yine üzdü. Kutlamalara izin verilirken, Valilik Taksim Meydanı’nda kutlanmasını yasaklıyordu. Yine bir yerde yasak konuluyordu. Valiliğin haklı yönü de yok değildi. Taksim Meydanı’nda inşaat çalışmaları olması, insanlar için tehlikeli durumların oluşturabileceği düşünülerek bu alan yerine başka alan gösteriliyordu.


Ancak, bazı sendikalar Taksim Meydanı’nda direnmişlerdi. Sonuçta da yaşanan üzücü olayları televizyon ekranlarından izledik.


“Yürümekle yolların aşılmayacağını söyleyenleri, Ağzı olan konuşuyor diyenleri, susma sustukça sıra sana gelecek diyenleri” aklınıza getirebiliyor musunuz?


Bugün 1 Mayıs yasal olarak bayram kabul edilip kutlanıyor. Ancak Vali’lerin izin verdiği alanlar dışında yine yasak! Ama sonuçta kutlamak isteyenler kitleyi izin verilen alana toplayıp, basın açıklamalarını yapabiliyor, pankart ve dövizlerini açabiliyorlar.


Yıllar öncesindeydi, 1 Mayıs işçi bayramı korsan bir gösteri ile kutlanmaya çalışılıyordu. Palalı Süleyman Caddesi, Zafer Cami önünden Dr. Ahmet Alkan caddesine kadar ellerinde pankartlar, dillerinde sloganlarla yürüyen kalabalık polis engeli ile karşılaştı.


İzinsiz bir gösteri olduğu için polis göstericileri araçlara bindirip karakola götürmeye çalışıyordu. Benim fotoğraf çektiğimi gören iki sivil polis beni orada bir pastaneye karga tulumba götürdü. İçeriye girdiğimizde elindeki uzun namlulu silahı boğazıma dayanan polis memuru fotoğraf makinemi elemden almaya çalışıyordu. Gazeteci kimliğimi gösterdiğim halde elimdeki fotoğraf makinemi kurtaramadığım gibi, karakola götürülmekten de kurtulamadım.


Anımsadığıma göre 110 kişiyi polis karakoluna getirmişlerdi. Beni ayrı bir odaya koydular, diğerleri bodrum kata indirildi. Gündüz saat: 13.00’te girdiğim karakoldan, saat: 22.00’de çıkabildim. Polisler ifadelerini aldıkları 90 kişiyi bırakmış, beni ise alt kattaki Amirin odasında unutmuşlardı. Bir polis memuru beni gördü, durumu anlattım da eylemcilerin ardından 91. kişi olarak bırakıldım. Ancak, fotoğraf makinem ortada yoktu, nihayet makinemin filmi alınmış olarak serbest bırakıldım.


Ertesi günü olayların yaşandığı görüntüler Adana’da yayınlanan bir bölgesel gazetede haber olarak yayınlandığında Osmaniye polisi şaşkındı. Fotoğraf makinesinin filmini aldıkları gazeteci (ben) fotoğraflı haber yayınlamıştım. Bu fotoğrafları nasıl gizlediğim ise meslek sırrı olarak kalsın. Tüm çalışanlara sağlıklı günler dileklerimle, saygılar…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar