
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17. Büyükelçiler Toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17. Büyükelçiler Toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aktif ve dengeli bir dış politika ile sahada ve masada her zaman güçlü olmak zorunda olan Türkiye için bunun bir seçim değil mecburiyet olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde 17. Büyükelçiler Konferansına katılan katılımcılara hitap etti.
Erdoğan,
“Üç kıtanın kalbinde yer alan Türkiye, hadiseleri tribünden seyredemez. Sahada ve masada güçlü olmak bizim için tercih değil mecburiyettir.
Bunun yolu da yapıcı, aktif ve dengeli bir dış politikadan geçmektedir.
“Türkiye eksenli” bir okumayla, usta bir satranç oyuncusu titizliğinde bölgemizdeki ve ötesindeki gelişmelere müdahil oluyoruz.
Gerilim peşinde koşmadığımız gibi onurlu, sabırlı, kararlı ve basiretli bir tavırla kimden gelirse gelsin baskılara boyun eğmiyoruz.
Diplomasinin tüm imkânlarını, sert ve yumuşak güç unsurlarının tamamını kullanarak Türkiye’nin menfaatlerini korumanın derdindeyiz.
Türkiye, son yıllarda uluslararası ilişkilere damgasını vuran birçok kritik başlıkta dahli aranan, katkısı beklenen, takınacağı tavır yakından takip edilen oyun kurucu bir ülke haline gelmiştir.
Türkiye Yüzyılı olarak sembolleştirdiğimiz yeni dönemde hedefimiz; ülkemizin etrafında bir barış, istikrar ve refah kuşağı tesis etmektir.
Diyalog ve diplomasi, bizi bu hedefe taşıyan en önemli iki aracımız olacaktır” ifadelerini kullandı.
17 Temmuzda askıya alınan Tahıl Koridoru anlaşmasıyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı,
"17 Temmuz itibarıyla askıya alınan girişimin, kapsamı genişletilerek tekrar uygulanması için temaslarımız devam ediyor.
Geçen hafta Sayın Putin ile yaptığımız telefon görüşmesinde, Rusya'nın talep ve beklentilerini ilk elden tekrar öğrenme fırsatını bulduk.
Afrikalı kardeşlerimizin tahıl ürünlerine erişimi noktasında bizim gibi Sayın Putin de hassasiyet gösteriyor. Bu konuda ortak bir paydada buluşabileceğimize inanıyorum.
Şüphesiz bu sorunun daha fazla çıkmaza girmeden çözümü, batılı ülkelerin sözlerini yerine getirmelerine bağlıdır. Geride bıraktığımız dönemde ahde vefa ilkesi maalesef gözetilmedi.
Karadeniz girişimi ile oluşan olumlu atmosferi, önce ateşkese ardından kalıcı barışa tahvil edecek diplomatik adımlar atılmadı. Bunlar yapılmadığı gibi hâlen ateşe körükle gidiliyor” İfadelerini kullandı.

Yorum Yazın