
Kadınlarda fallop tüpü tıkanıklığı nedir, nasıl teşhis edilir? Op. Dr. Numan Bayazıt, tüp tıkanıklığının nedenlerini ve tüp bebek tedavisindeki etkilerini anlattı.
Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Numan Bayazıt, kadınlarda görülen tüp tıkanıklıklarının doğurganlığı nasıl etkilediğini ve tedavi seçeneklerini anlattı.
Kadınlarda kanal tıkanıklığı denildiğinde akla gelen, fallop tüplerinin bir ya da her ikisinin kısmen veya tamamen kapalı olmasıdır.
Bu tüpler, rahmin her iki köşesinden yumurtalıklara doğru uzanan ve gebelik oluşumunda kritik bir görev üstlenen ince kanallardır.
Uçlarında fimbria adı verilen saçaklı yapılar bulunur ve bu yapılar yumurtlama sırasında yumurtayı adeta bir süpürge gibi yakalayarak tüp içine taşır.
Tüpler sadece bir geçiş yolu değil, aynı zamanda döllenmenin gerçekleştiği yerlerdir. Tüplerin iç yüzeyini kaplayan titrek tüyler sayesinde yumurta rahme doğru taşınır.
Döllenme de bu yolculuk esnasında tüp içerisinde meydana gelir. Ortalama üç gün süren bu süreçte döllenmiş yumurta bölünerek embriyoya dönüşür.
Görüldüğü üzere, fallop tüpleri sadece taşıyıcı değil, gebeliğin başlamasında aktif rol oynayan önemli organlardır. Bu nedenle tüplerde meydana gelen tıkanıklıklar hem doğal yolla gebe kalmayı engelleyebilir hem de dış gebelik gibi riskli durumlara yol açabilir.
Op. Dr. Numan Bayazıt’a göre, tüp tıkanıklığının en yaygın nedenleri arasında Pelvik İnflamatuar Hastalık (PID) ve endometriozis yer alır.
PID, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların veya diğer mikropların neden olduğu, iç genital organlarda iltihaplanmaya yol açan bir durumdur.
En sık rastlanan etken Chlamidya bakterisidir. Daha nadir görülen ancak ciddi sonuçlara yol açabilen bir diğer etken ise tüberküloz mikrobudur.
Endometriozis ise rahim iç tabakasının rahim dışında, özellikle de fallop tüplerinde gelişmesiyle ortaya çıkar ve tüplerin işlevini bozabilir.
Bunun dışında karın içi iltihabi hastalıklar, geçirilmiş ameliyatlar – örneğin patlamış apandisit veya yumurtalık kisti operasyonları – da tüpleri etkileyebilir. Bazı kadınlarda ise tüpler doğuştan gelişmemiş olabilir.
Tüplerin tıkanmasına neden olan süreçler çoğu zaman belirti vermeden ilerler. Bazen kronik kasık ağrıları yaşanabilir, ancak bu durum genellikle rutin jinekolojik muayenelerde fark edilmez.
Eğer tüpler iltihaplı sıvı ile dolarsa bu durum ultrasonda görülebilir ve "hidrosalpenks" olarak adlandırılır. Ancak kadınlar genellikle çocuk sahibi olamadıkları için doktora başvururlar.
Bu noktada tanı koymada en etkili yöntemlerden biri Histerosalpingografi, yani halk arasında bilinen adıyla rahim filmidir. Rahim içine verilen özel bir boyanın tüplerden geçip geçmediği röntgenle izlenerek hem rahim hem tüpler hakkında bilgi edinilir.
Eskiden ağrılı olarak bilinse de günümüzde modern cihazlar ve deneyimli hekimler sayesinde bu işlem daha konforlu hale gelmiştir.
Bir diğer yöntem olan sonohisterografi, ultrason eşliğinde yapılır ancak tüpler hakkında daha sınırlı bilgi verir. Laparoskopi ise karın içine küçük kesiler açılarak kamera ile yapılan cerrahi bir gözlemdir ve tüplerin dış kısmı ile olası yapışıklıklar bu yöntemle incelenebilir. Ancak invazif bir yöntem olduğu için yalnızca gerekli görülen durumlarda tercih edilir.
Tıkanıklığın tedavisi söz konusu olduğunda, tahrip olmuş bir tüpü ilaçla eski haline getirmek mümkün değildir.
Bu nedenle tedavi çoğunlukla cerrahi müdahale ile ya da tüp bebek uygulamalarıyla gerçekleştirilir. Tüp bebek yöntemleri yaygınlaşmadan önce, tüplerin açılmasına yönelik açık veya kapalı ameliyatlar uygulanırdı.
Günümüzde bu ameliyatların başarı oranı sınırlı olduğu için daha çok tüp bebek tercih ediliyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir durum var:
Eğer tüpte iltihaplı sıvı varsa, yani hidrosalpenks mevcutsa, bu durum tüp bebek tedavisinin de başarısız olmasına neden olabiliyor. Çünkü tüp içindeki sıvı rahim içine akarak embriyonun tutunmasını engelliyor. Bu da gebelik şansını neredeyse yarı yarıya düşürüyor.
Hidrosalpenks tanısı almış bir kadında tüp bebek tedavisine geçmeden önce iki yol izlenebilir. İlk yol, doğrudan tüp bebek denemelerine başlamak; ikinci yol ise tüp bebek denemelerinin öncesinde cerrahi bir müdahale ile tüplerin alınması ya da rahimle olan bağlantısının kesilmesidir.
Hangi yöntemin seçileceği kadının yaşı, ne kadar süredir gebe kalamadığı, daha önceki tüp bebek denemeleri, embriyo kalitesi, yumurtalık rezervi ve eşinin sperm durumu gibi birçok faktöre göre belirlenir.
Örneğin erkek faktörü nedeniyle yalnızca bir kez sperm elde edilebilecek bir çift söz konusuysa, embriyo transferi öncesi hidrosalpenksin tedavi edilmesi çok daha mantıklı bir yaklaşım olacaktır.
Op. Dr. Numan Bayazıt, hidrosalpenks tedavisinde iki cerrahi yöntem olduğunu ifade ediyor. Bunlardan ilki, iltihaplı tüplerin tamamen çıkarılmasıdır.
Bu yöntem, özellikle yumurtalık rezervi yüksek olan genç kadınlarda tercih edilir çünkü tüplerin alınması, yumurtalıklara olan kan akışını azaltarak yumurta sayısını olumsuz etkileyebilir.
Diğer yöntem ise rahimle tüp arasındaki bağlantının kapatılmasıdır. Bu sayede tüp bebek başarısı artar, ancak bu yöntem, tüplerin kronik ağrıya neden olduğu vakalarda uygun bir seçenek değildir.

Yorum Yazın