Ağrı, yaşamın herhangi bir döneminde karşılaşılabilecek ve günlük hayatı olumsuz etkileyebilecek bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Ağrı, yaşamın herhangi bir döneminde karşılaşılabilecek ve günlük hayatı olumsuz etkileyebilecek bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Ancak ağrı, bir hastalık değil; bir bulgu olarak değerlendirilmelidir. Tedavide önemli olan, ağrının kendisini değil, ona neden olan temel sorunu ortadan kaldırmaktır.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ahmet İnanır, bel, kas, omuz ve boyun ağrılarının nedenleri ve korunma yolları hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Bel ağrıları, hem fiziksel hem de yaşam alışkanlıklarından kaynaklanabilen yaygın bir sağlık sorunudur.
Doç. Dr. Ahmet İnanır, bel ağrısını "akut" ve "kronik" olmak üzere ikiye ayırıyor:
Akut Bel Ağrısı: Genellikle 6 haftadan kısa süren ağrılar bu gruba giriyor.
Travma, ağır kaldırma ya da uygun olmayan bir pozisyonda çalışma gibi nedenlerle ortaya çıkabilir.
Bu tür ağrılar çoğunlukla kendiliğinden azalır veya tamamen geçer.
Kronik Bel Ağrısı: Üç aydan uzun süren ağrılar kronik olarak değerlendirilir. Doç. Dr. İnanır, akut dönemde doğru tedavi edilmemiş vakaların kronik hale dönüşme riskine dikkat çekiyor.
Fazla kilo, uzun süreli oturma, uygunsuz pozisyonda çalışma, stresli yaşam tarzı ve sık doğum gibi faktörler bel ağrısının başlıca nedenleri arasında yer alıyor.
Kas ağrıları, genellikle stres, beslenme eksiklikleri ve yaşam tarzı ile ilişkilendirilir. Stresin, vücudun bağışıklık sistemini zayıflatarak kaslarda ağrıya neden olabileceğini belirten Doç. Dr. İnanır, D vitamini ve B12 eksikliğinin de kas ağrısına yol açabileceğini vurguluyor.
Ayrıca dehidrasyon, yetersiz uyku ve aşırı fiziksel aktivite de kas ağrılarının başlıca sebepleri arasında yer alıyor.
Düzenli egzersiz yapmanın, yeterli su tüketmenin ve uyku düzenine dikkat etmenin bu tür ağrıları önlemede önemli olduğunu belirten İnanır, stresle başa çıkma yöntemlerini öğrenmenin de kas sağlığına olumlu katkı sağlayacağını söylüyor.
Giyinme, soyunma veya sırta uzanma gibi günlük hareketlerde zorlanma ile kendini gösteren omuz ağrıları, genellikle omuz çevresindeki kaslara bağlı sinir hasarından kaynaklanır.
Donmuş omuz sendromu, kireçlenme, omuz sıkışma sendromu ve tendinit gibi rahatsızlıklar omuz ağrılarının başlıca nedenleridir.
Ayrıca göğüs ve akciğer hastalıkları ile safra kesesi rahatsızlıkları gibi iç organ hastalıkları da omuz ağrısına yol açabilir.
Masa başında uzun saatler çalışan ve akıllı telefon kullanan bireylerde boyun ağrıları giderek yaygınlaşıyor.
Boyun fıtıkları, her yaş grubunu etkileyebilecek ciddi bir sorun olarak öne çıkıyor. Doç. Dr. Ahmet İnanır, boyun fıtığının omurga disklerinde meydana gelen kaymalardan kaynaklandığını belirtiyor.
Fıtıklaşan disklerin sinirlere baskı yapması sonucunda boyun, omuz ve sırt ağrılarının yanı sıra kollarda uyuşma ve güçsüzlük gibi belirtiler görülebilir.
Boyun ağrıları, günlük yaşamı olumsuz etkileyerek bireylerin hareket kabiliyetini kısıtlayabilir.
Bu durumun önüne geçmek için masa başında doğru duruşun sağlanması, ekran kullanım sürelerinin sınırlandırılması ve düzenli egzersiz yapılması öneriliyor.
Doç. Dr. Ahmet İnanır, ağrılardan korunmak için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemenin önemine dikkat çekiyor. Uygun tedavi planları ve uzman kontrolü ile hem akut hem de kronik ağrıların üstesinden gelmek mümkün.
Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve stres yönetimi, ağrısız bir yaşam için temel adımlar arasında yer alıyor.
Unutulmamalıdır ki ağrılar, ihmale gelmez ve erken dönemde müdahale edilmesi hayat kalitesini artırabilir.
Yorum Yazın