
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan'a yapacağı ziyaret öncesinde, iki ülke arasındaki ilişkileri değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan'a yapacağı ziyaret öncesinde, iki ülke arasındaki ilişkileri değerlendirdi.
Erdoğan, Türkiye ve Yunanistan'ın komşu ülkeler olduğunu belirterek, "Aynı coğrafyayı, aynı denizi paylaşıyoruz. Aynı havayı soluyoruz. Geçmişimiz itibarıyla iç içeyiz.
Aramızda henüz çözüme kavuşturamadığımız pek çok mesele bulunuyor, iki ülke olarak bunun farkındayız. Ancak bu sorunların gerginliğe vesile olmasına, hükûmetlerimiz ve halklarımız arasında anlaşmazlıklara yol açmasına izin verip vermemek bizim elimizdedir." dedi.
Diyalog yoluyla sorunların çözüleceğine inanan Erdoğan, "Bu arada bu yıl iki ülkede yapılan seçimlerde her iki hükûmete de güçlü bir halk desteği verildiğine işaret ederek,
"Bu destekle hem biz hem de Sayın Miçotakis güçlü ve yapıcı adımlar atabilecek konumdayız." diye konuştu.
Erdoğan, Yunanistan'ın Türkiye'nin hasmı değil, içinde bulunduğu ittifakın (NATO) kıymetli bir üyesi olduğuna dikkati çekerek, "Ayrıca komşuyuz, komşu olarak kalacağız, birbirimizin haklarına ve hayati çıkarlarına karşılıklı olarak saygı göstermeliyiz." dedi.
Erdoğan, Ege ve Doğu Akdeniz'de enerji rezervlerinin olup olmamasının kendisinin kişisel kanaatinden öte bilimsel araştırmalar sonucunda tespit edilebilen bir husus olduğuna işaret ederek, bu konuda umut verici çalışmalar yapıldığını kaydetti.
Erdoğan, Türkiye'nin yönelim ve aidiyetinin tartışılmasından ziyade, asıl sorgulanması gerekenin bazı Batılı ülkelerin, kuvvetle savundukları değerleri bazen hiçe sayabilmesi olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Gazze'de yaşanan vahşete sessiz kalınması bunun en canlı örneğidir. Aslında biz Gazze'deki soykırıma karşı çıkarak Batı toplumunun temel değerlerini de savunuyoruz.
Gazze'de kundaktaki bebeklerden tutun her yaşta insanın temel hakları çiğneniyor. İnsan haklarının göz göre göre yok edilmesine sessiz kalınması, insanların mülkiyet haklarının hiçe sayılarak evlerine, topraklarına sistematik bir biçimde el konulması,
Filistinlilerin geleceklerini tayin haklarının ellerinden alınması Batı medeniyetinin değerlerinin neresinde kalıyor? Hastanelerin bombalanması, okulların, mülteci kamplarının, pazar yerlerinin vurulması ve sivillerin öldürülmesi Batı değerlerine uygun mudur?
Gazze’deki insanlara 'güneye gidin' deyip oraya yönelenlerin üzerlerine bomba yağdırılması Batı'nın benimsediği bir durum mudur? Şimdi soruyorum, tüm bunlara bile isteye sessiz kalan ülkeler mi yoksa Türkiye mi Batı'ya ait?"
Erdoğan, 7 Aralık'ta Atina'da yapılacak görüşmede Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'e şu mesajı ileteceğini söyledi:
"Siz bizi tehdit etmedikçe biz de sizi tehdit etmiyoruz. Gel iki ülke arasındaki güveni sağlamlaştıralım. Ekonomi, ticaret, ulaştırma, enerji, sağlık, teknoloji, eğitim, gençlik, her alanda ikili iş birliğini artıralım.
Ülkelerimizdeki tarihî ve kültürel varlıklara karşılıklı olarak gerekli itina ve ihtimamı gösterelim. Ege meseleleri olsun, düzensiz göçle ortak mücadele olsun, Yunanistan'daki Türk azınlığın devam eden sorunları olsun,
karşılıklı iyi niyet temelinde diyalog yoluyla çözemeyeceğimiz bir problem yoktur."

Yorum Yazın