160x600
30 Haziran, 2025, Pazartesi
DOLAR38.7786
EURO43.8944
ALTIN4143.5
Yusuf Cinkara Otomotiv

Erdoğan: “İstiklalimize Sahip Çıkacağız!”

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Erdoğan: “İstiklalimize Sahip Çıkacağız!”
Abone ol
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da düzenlenen Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günleri etkinliğinde yaptığı konuşmada, "İstiklalimize yönelik saldırılar devam ettiği sürece, istikbalimize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Maddi ve manevi bedeller ödesek de, öz yurdumuzda hür ve özgür bir şekilde yaşama irademizden kesinlikle vazgeçmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da düzenlenen Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günleri etkinliğinde yaptığı konuşmada, "İstiklalimize yönelik saldırılar devam ettiği sürece, istikbalimize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Maddi ve manevi bedeller ödesek de, öz yurdumuzda hür ve özgür bir şekilde yaşama irademizden kesinlikle vazgeçmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin karakterini ve onurunu İstiklal Marşı gibi eşsiz bir şiirle sonsuza dek taçlandıran, Safahat'ı ile sadece milletin değil, tüm insanlığın vicdanına hitap eden Mehmet Akif'i doğumunun 150. yılı ve Hakk'a yürüyüşünün 87. yılında rahmet ve minnetle anma şölenine katıldı.

Millî şairin ruhunun huzur bulmasını temenni eden Erdoğan, şunları söyledi: "Bu vesileyle, ülkemizin güvenliği ve milletimizin bağımsızlığı uğruna canlarını feda eden kahraman şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

Çanakkale'den İstiklal Harbi'ne, Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan 15 Temmuz'a, terörle mücadeleden yurt dışındaki operasyonlarımıza kadar, batıl, zalim, hain ve kâfir güçlere karşı yürütülen hak mücadelesinde isimleri şanla anılan tüm kahramanlarımızı minnetle anıyorum. Gazilerimize sağlık, bereket ve uzun ömürler diliyorum.

Rabbim, bizi şehitlerimizin izinden ayırmasın, kahraman gazilerimizin yoldaşlığından ayırmasın."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Mehmet Akif'in, tam 87 yıl önce, 27 Aralık 1936 tarihinde soğuk bir kış gününde gençlerin omuzlarında ebediyete uğurlandığını hatırlattı.

Ömrünü, Asım'ın neslini yetiştirmeye vakfeden Mehmet Akif'in cenazesini gençlerin taşıdığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Naaşını kabrine kendi elleriyle bizzat gençler koydu. Akif'in 63 yıllık çileli hayatının çoğu sürgünle, zorlukla, mücadeleyle geçti.

Merhum Akif yaşantısıyla, duruşuyla, dirayetli kişiliği, derin ilmi ve örnek ahlakıyla İstiklal Şairi sıfatını ziyadesiyle hak eden abidevi bir karakterdir.

İnandığı gibi yaşamaktan, yaşadığı gibi yazmaktan hiç vazgeçmedi. Akif, hayatını şiire, şiirini de hayatına nakşetmiş büyük bir ustadır.

Akif'te olmayan hiçbir duygu onun eserlerine girmemiş, gönül imbiğinden geçirmediği hiçbir sözü söylememiştir. Kavli ve kalemiyle Mehmet Akif, doğruluk ve cesaret timsaliydi.

İnandığı değerler uğruna bedel ödemekten asla çekinmedi. Milletin hissiyatıyla birlikte hayallerine de tercüman olmuştur. Merhum Akif, varlık yokluk mücadelemizin ruhi ve fikri cephesini inşa eden en önemli münevverlerimizdendir."

İstiklal Harbi'nin en müşkül, en zor günlerinde Akif'in, "Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın, siper et gövdeni dursun bu hayâsızca akın, doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın, kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın" diye seslendiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Mehmet Akif, yalnızca kalemi ve mısralarıyla değil, maddi ve manevi tüm varlığıyla da milletimizin yanında yer almıştır.

Balıkesir'den Ankara'ya, Konya'dan Kastamonu'ya pek çok yerde verdiği hutbeler ve yaptığı konuşmalarla milletimizi kıyama çağırmıştır.

Başyazar olduğu Sebilürreşad dergisinde neşrettiği makalelerle merhum Akif zafere giden yolun manevi taşlarını döşemiştir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, El Cezire kumandanı Nihat Paşa tarafından, Mehmet Akif Ersoy'a gönderilen telgrafı okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ne kadar daha sonraları Akif'e vefasızlık, hürmetsizlik yapılsa da onun İstiklal Harbi'ndeki yerinin her türlü tartışmanın ötesinde olduğunu söyledi.

Ersoy'un uğradığı haksızlıklar sebebiyle ömrünün son senelerini Mısır'da geçirmek zorunda kalmasına rağmen, ülkesine ve milletine asla küsmediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Kalbi kırık, yüreği buruk ve sessiz yaşadığı bu hayattan en büyük muradı vefatından sonra hayırla, hayır dua ile yâd edilmekti. Bu niyazını bir şiirinde şu şekilde kelimelere döküyordu:

'Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince, günler şu heyulayı da er geç silecektir. Rahmetle anılmak, ebediyyet budur amma. Sessiz yaşadım, kim beni, nerden bilecektir.

' Merhum Akif, rahmetle anılmayı ebediyet olarak görmüştür. 'İstiklal şairi, millî şair, millet şairi' vasıflarıyla Mehmet Akif, edebiyatımızda ve millet hayatımızda rahmetle anılan ebedi yerini almıştır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis'te dört siyasi parti grubunun bir araya gelip PKK'yı lanetleyen "ortak bildiri"ye imza atmasını çok önemsediklerini belirterek, siyaset kurumunun, millî meseleler ve acılar karşısında kendisinden beklenen olgun tavrı açıkça gösterdiğini söyledi.

Siyasi rekabetin yeri geldiğinde birleşmeye engel teşkil etmediğinin böylece bir kez daha ortaya çıktığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ortak hareket etmek suretiyle, bu zor günlerde milletimize umut aşılayan, 85 milyonun yıkılmaz bir kale olduğunu tüm dünyaya gösteren siyasi partilere ve milletvekillerimize şükranlarımı sunuyorum. Dörtlü bildiriye desteğini açıklayan siyasi aktörlere de teşekkür ediyorum. Milletin temsilcisi olmak yerine bölücü örgütün siyasi uzantısı gibi davrananları zaten muhatap almıyoruz.

Bunlar bizim gözümüzde, kendi özgür iradeleri olmayan siyasi kuklalardır. Kimi Kandil'den, kimi Silivri'den, kimi yer altından, kimi yurt dışından uzaktan kumandayla yönetilen bu şahısların irapta mahalli yoktur.

Tabii bunların terörü öven, şiddeti meşrulaştıran beyanatlarını da göz ardı edemeyiz. Şunu çok açık ve net ifade etmek isterim, teröristle aynı dili konuşan, terörist gibi muamele görmekten kaçamaz.

Demokrasimizin imkânlarını kullanarak devlete, millete ve millî iradeye pusu kurulmasına asla müsaade etmeyiz. Milletvekilliği dokunulmazlığı zırhına bürünerek teröre destek verenlerle mücadelemizi siyaset ve hukuk zemininde sürdürmekte kararlıyız.

Kardeşlerim katranı kaynatmakla nasıl şeker olmazsa, Kandil güdümlü kuklalardan da asgari düzeyde de olsa insani bir duruş beklenemez."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada asıl sorgulanması gerekenin CHP'nin hâli olduğunu belirtti. Gençlerden ellerini vicdanlarına koymalarını ve şu tabloyu objektif olarak değerlendirmelerini isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletçe herkesin yüreğinin yandığını, siyasi partilerin görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakıp ortaklaştığını ancak "Atatürk'ün partisiyiz" diyen CHP'nin, utanmadan, sıkılmadan bölücü terör örgütünün uzantılarının yanında konumlandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İçine düştükleri sefalet karşısında çıkıp milletten özür dilemek yerine bir de sağa sola saldırarak suçlarını bastırmaya çalışıyor. Bunun adı yüzsüzlüktür, utanmazlıktır, gaflet çukurunda debelenmektir" dedi.

Terörü adıyla ve sanıyla kınayamamanın adının hassasiyet değil, korkaklık olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Daha düne kadar ağızlarını doldura doldura Hamas'a terör örgütü iftirası atanların bugün bölücü terör örgütü PKK'nın adını zikretmemek için kırk dereden su getirmeleri sadece korkaklığın, sadece teslimiyetin değil, kurnazlığın da daniskasıdır, riyakârlığın da daniskasıdır.

Buradan bu mürailere sesleniyorum. Madem teröre şaşı bakıyorsunuz en azından biraz dürüst olun. Madem terör örgütlerine gıkınızı çıkartamıyorsunuz bari biraz hasbi olun. Saçma sapan argümanlarla milletin aklıyla alay etmekten vazgeçin. Cumartesi günkü skandal sizin bölücülerle ne ilk ne son dayanışmanızdır.

Biz sizin kapkara sicilinizi, televizyon ekranlarında PYD'nin avukatlığını yaptığınız günlerden çok iyi biliyoruz. Biz sizin sözde terör hassasiyetinizi, Irak, Suriye tezkeresine bölücü örgütün uzantılarıyla birlikte verdiğiniz ret oylarından çok iyi biliyoruz. Biz sizin terör konusundaki ilkesizliğinizi 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde Kandil'den gelen destek açıklamalarından çok iyi biliyoruz.

Meydan meydan Selo'ya özgürlük çağrıları yapan siz değil miydiniz? Miting alanlarını PKK'nın sembolleriyle selamlayan siz değil miydiniz?

Bölücü örgütün kurulduğu köyü seçim öncesinde ziyaretgâha çeviren siz değil miydiniz? Silivri'deki teröristin kapısında milletvekillerine sırayla nöbet tutturan siz değil miydiniz?

Kurultay kürsüsünden hapisteki demokrasi düşmanlarına selam yollayan siz değil miydiniz? Bunların hepsini, katbekat fazlasıyla yaptınız ve ne olduğunuzu çok iyi biliyoruz.

Siyasi çıkarınız ve istikbaliniz için bölücü terörün meşruiyet kazanmasına rıza gösterdiniz. Dolayısıyla bağırarak, sağa sola hakaret ederek, milleti tehdit ederek bu kirli tarihinizi silemezsiniz. Alnınıza yapışan utanç lekesini çıkaramazsınız. CHP'nin terör örgütüne müzahir yapıyla kurduğu seçim ittifakı, menfaat birlikteliğinin ötesine geçerek ideolojik kaynaşmaya dönüştü.

Her iki siyasi yapının da ruh ikizini bulduğu anlaşılıyor. CHP'nin her millî meselede bölücü örgütün uzantılarının stepnesi gibi davranmasının sebebi işte budur.

Yakında bu benzeşme CHP'nin fiilen geçtiği eş başkanlık sistemine resmen de geçmesiyle birlikte iyice görünür olacaktır."

Bu ideolojik kaynaşmadan devletine sadık CHP'li vatandaşların da çok ciddi rahatsızlık duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan,

"Gazi'nin hatırasına hürmetle destekledikleri partinin marjinalleşmesini, Kandil'in ve Silivri'nin dümen suyunda gitmesini onlar da istemiyor" diye konuştu.

Örgü İpliği
Anahtar Kelimeler:
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Van Büyükşehir Belediyesi bir ayda 8 bin 900 kadını sosyal etkinliklerle buluşturduÖnceki Haber

Van Büyükşehir Belediyesi bir ayda 8 bin...

Afrikadan öğrenim için geldiği Ankarada sokak köpekleri hastanelik ettiSonraki Haber

Afrikadan öğrenim için geldiği Ankarada...

Haber Yorum Üstü

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar