Suudi Arabistan’da En Iyi Ekip Seçilen Diyanet Işleri Başkanlığı, Türk Hacılarının Kaldığı Otellere Günde 2 öğün Olarak 5 çeşit Yemek Ve 8 çeşit Salata-tatlı Servisi Yapıyor.
Suudi Arabistan’da en iyi ekip seçilen Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk hacılarının kaldığı otellere günde 2 öğün olarak 5 çeşit yemek ve 8 çeşit salata-tatlı servisi yapıyor.
Hac organizasyonu içerisinde Suudi Arabistan’da en iyi ekip seçilen Diyanet İşleri Başkanlığı, Mekke-i Mükerreme’de Türk hacılarının kaldığı otellere günde 2 öğün olarak 5 çeşit yemek ve 8 çeşit salata-tatlı servisi yapıyor. Bütün otellerde Diyanet’in hacılarına 65 Türk aşçının büyük bir titizlikle hazırladığı 2 ana seçmeli yemek ve 8 çeşit salata-tatlı servisi verilmeye başlandı. Şeytan taşlama (Cemerat) bölgesinin hemen yakınında yeni kiralanan mutfak, trafiğin kilit olduğu zamanlarda Türk hacı adaylarının bulunduğu otellere kolayca ulaşım imkanı sağlarken, yeni nesil mutfak ekipmanları ile hijyen şartları üst seviyede tutuluyor.
Özel taşıma kapları ile otellere nakledilen, yemekler yolda 6 saat muhafaza edilebilecek şekilde özel sıcak ve soğuk zincir ile gönderiliyor. Türkiye’den seçilen özel aşçıların hizmet verdiği mutfakta 65 Türk aşçı ile 150 yerel personel toplamda 215 kişi hizmet veriyor. Sabah kahvaltıları 05.00’te otellerde olurken, akşam yemeği ise 16.00-17.00 arası otellere ulaşıyor. Ayrıca personele öğle ve gece kumanyaları da veriliyor. Büyük bir şevkle görev yapan 65 Türk aşçı ise, dillerinde tesbihat ile büyük kazanları karıştırırlarken, "Hacılarımızın duasını alsak yeter" diyorlar.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak hacı adaylarına en güzel şekilde hizmet etmek için çalıştıklarını ifade eden Ali Erbaş, “Özellikle hijyen açısından yemek hizmetlerini çok önemsiyoruz. Bizim mutfak kültürümüze uygun yemeklerimizi hacılarımıza sunuyoruz. Aşçılarımızı da Türkiye’den getiriyoruz. Bu mutfakta günlük 30 bin kişiye yemek hazırlıyoruz. Hac mevsiminin sonuna kadar bu çalışmaları devam ettireceğiz.” ifadelerini kullandı.
Evet yemek malzemeleri boldu ama belli ki yemekleri pişirenlerin yemek pişirme ile alakaları yoktu. Saklama ve taşıma koşullarında hijyene neredeyse hiç uyulmadı. Tesadüfen yemekhaneye gittim, kendileri için yemek düzenlemişler, hocalar diyanet personeli v.s. Şimdiye kadar çok sayıda ülkede lüx otellerde bulundum, açık büfe kebaplar, görmediğim yemekler meyveler. Ertesi gün bizim yemektede ne eti olduğu anlaşılmayan, kemikleri ile komple doğranmış et. Bir de nasihat veriyor. Ey Allahın “misafirleri “ buraya hacı olmaya geldiniz dönünce burayı iyi anlatın. Çıban başı olmayalım diye demedik dün sizin kendinize yedirdiğiniz yemeklerden bizde yiyebilirdik. Sonuçta 280.000 lira para verdik.