
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Konferans Salonu'nda düzenlenen Geleneksel Büyükelçiler İftarı'nda yaptığı konuşmada, Gazze'deki katliamları kınayarak bölgenin ihya edilmesi için Türkiye'nin garantör olarak sorumluluk üstlenmeye hazır olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Konferans Salonu'nda düzenlenen Geleneksel Büyükelçiler İftarı'nda yaptığı konuşmada, Gazze'deki katliamları kınayarak bölgenin ihya edilmesi için Türkiye'nin garantör olarak sorumluluk üstlenmeye hazır olduğunu ifade etti.
Erdoğan, iftar sofrasını paylaşan büyükelçilere ve AK Parti MKYK üyelerine teşekkür ederek konuşmasına başladı. Ramazan-ı Şerif'in tüm insanlığa barış, huzur ve esenlik getirmesini dileyen Erdoğan, bu yılın Ramazan'ını Türkiye'nin yakın çevresindeki acılar ve gözyaşları nedeniyle buruk karşıladıklarını belirtti.
Gazze'deki İsrail saldırılarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı, son 5 ayda 32 bin kişinin şehit olduğu, 73 bin Filistinlinin yaralandığı ağır bombardımanlarda sivil yerleşim yerlerinin hedef alındığını dile getirdi.
Erdoğan, İsrail'in Gazze'yi abluka altına alarak açık hava hapishanesine çevirdiğini ve son 5 ayda bölgeyi büyük bir imha kampına dönüştürdüğünü ifade etti.
Gazze'nin dünyanın en büyük çocuk ve kadın mezarlığına dönüştüğünü belirten Erdoğan, İsrail'in saldırılarına maruz kalan bölgenin acı gerçeğini dile getirirken,
antisemitizm suçlamalarına karşı duracaklarını ve İsrailli yöneticilerin sorumluluklarıyla yüzleşmeleri gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin meselesinin adil bir çözüme kavuşturulmadan bölgesel ve küresel barışın mümkün olamayacağını belirterek Türkiye'nin sorumluluk üstlenmeye hazır olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Netanyahu ve suç ortaklarının, kimsenin itibar etmediği yalanlara sarılmadan önce Gazze’deki 35 hastaneden 31’inin niçin devre dışı bırakıldığını,
doktoru ve hemşiresiyle niye 400’e yakın sağlık personelini öldürdüklerini, aralarında tarihî camilerin de olduğu 220 ibadethaneyi neden yıktıklarını ve eğitim kurumlarının yüzde 90’ını niçin enkaza döndürdüklerini açıklamalarını istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir miktar un, bir miktar makarna, belki bir adet kuru ekmek alabilmek için sıra bekleyen masum sivilleri katledenlerin bize söyleyecek sözü olamaz.
İsrail yönetimi ne yaparsa yapsın katil, zalim, hırsız, yalancı ve faşist olduğu gerçeğini artık gizleyemez” ifadelerini kullandı.
Meselenin çok daha vahim tarafının, Uluslararası Adalet Divanının ihtiyati tedbir kararına rağmen İsrail’in hiçbir şey olmamış gibi katliamlarına devam etmesi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Kimseyi dinlemeyen İsrail, savaş suçlarını pervasızca sürdürüyor, hatta acil ateşkes çağrısı yapan ülkeleri dahi tehdit edecek kadar küstahlaşıyor.
İsrail yaklaşık bir asırdır şımartılmanın, katliamları, toprak gaspları, hırsızlıkları karşısında sessiz kalınmasının faturasını sadece Filistin halkına ödetmiyor, bu fatura aynı zamanda uluslararası kurumlara da ödetiliyor.
Uluslararası kurumlara yönelik güven kaybının bedeli önümüzdeki yıllarda daha fazla terör, daha fazla istikrarsızlık olarak hepimizin önüne gelecektir.
Netanyahu ve suç ortaklarına bu cesareti veren, üzülerek ifade ediyorum, İsrail’e koşulsuz askerî ve diplomatik destek sağlayanların ikircikli politikalarıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kargo uçakları Batı başkentlerinden Tel Aviv’e sürekli silah ve mühimmat taşırken yasak savma kabilinden kurulan cümlelerin hiçbir anlamı olmadığının altını çizdi.
Gazze’ye yönelik saldırılar ve abluka devam ederken mevcut yardım miktarının yeterli olmadığının çok iyi bilindiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Refah Sınır Kapısı’ndan tır geçişlerinin olması gereken düzeye çıkarılmasının en acil ihtiyaç olduğunu bildirdi.
Bunun için İsrail’in üzerinde daha fazla baskı kurulması gerektiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak şimdiye kadar 40 bin tondan fazla insani yardım malzemesini Mısır üzerinden Gazze’ye ulaştırdık, ulaştırmaya da devam ediyoruz.
Son olarak önceki gün Kızılay’ımıza ve sivil toplum kuruluşlarımıza ait bir gemi Mısır’ın El Ariş limanına vardı” bilgisini verdi.
Ramazan ayı boyunca resmî kurumlar, belediyeler, vakıf ve dernekler vasıtasıyla yardımları artırarak sürdüreceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gazze’deki katliamların tekrar etmemesi ve bölgenin ihyası için garantör olarak sorumluluk üstlenmeye de hazırız.
Şu gerçeğin artık herkes farkındadır, Filistin meselesi adil bir çözüme kavuşturulmadan ne bölgemizde ne dünyada kalıcı barış ve istikrar mümkündür.
Bunun tek yolu ise 1967 sınırları temelinde Doğu Kudüs’ün başkent olduğu, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin devletinin kurulmasıdır.
Hepimizin katledilen Filistinli çocuklara borcu vardır. Bu borç da ancak bağımsız Filistin devletinin tesis edilmesiyle ödenebilir.
Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Filistinli kardeşlerine sahip çıkacak, hakkı ve hakikati haykırmaya devam edecek, zalimler karşısında da kesinlikle geri adım atmayacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki yılı aşkın süredir Ukrayna’da devam eden savaşta da Türkiye’nin vicdanlı ve ilkeli yaklaşımıyla barışın sağlanmasına dönük her türlü çabayı sergilediğini anımsatarak,
“Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne desteğimizi ortaya koyarken, Rusya’yı dışlayan barış planlarının sonuç getirmeyeceğini de ifade ettik” dedi.
Karadeniz’de komşu olan her iki ülkeyle de diyaloğun sürdürüldüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Cuma günü Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Zelenskiy’i İstanbul’da misafir ettik.
Seçimler sonrasında da Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin’i ağırlayacağız. Karadeniz’de seyrüsefer güvenliğini yeniden tesis etmek ve tahıl ticaretinin güvenli şekilde yapılmasını temin etmek amacıyla çalışıyoruz.
Bölgede çatışmaları kızıştıracak, NATO’ya da sirayet etmesine sebep olacak her türlü adımdan uzak durulması gerektiği inancındayız.
Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmayacağı düsturuyla Rusya-Ukrayna arasında barışın tesisi için gayretlerimizi devam ettiriyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakmanın gururunu yaşayan Türkiye’nin, Türkiye Yüzyılı’nın inşası için hedeflerine emin adımlarla ilerlediğini belirtti.
Gazze ve Ukrayna’nın yanı sıra Suriye, Irak, Libya, Yemen ve Afganistan’da barış ve istikrara yönelik çabalara Türkiye’nin aktif katkı sağladığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan;
PKK, PYD, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere, terörün her çeşidine karşı mücadele yürütüldüğünü ifade etti.
Güney sınırları ötesinde bir “teröristan” kurulmasına hiçbir şart altında müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan,
“Bu konuda artık müttefiklerimiz başta olmak üzere, dost ülkelerden en azından DEAŞ bahanesiyle bölücü terör örgütüne verilen desteği keserek Türkiye ile dayanışma sergilemelerini bekliyoruz” diye konuştu.
Son 10 yıldaki tüm gelişmelerin şu gerçeği çok net gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan,
“Terör örgütleri vasıtasıyla çıkarların korunması mümkün değildir. Bu tür hesaplar tıpkı kumdan kale misali sonuçsuz kalmaya mahkûmdur.
Bölgemizde kalıcı istikrar ve huzurun tesisi, yılanla aynı çuvala girmekten değil, meşru aktörlerle ortak bir zeminde buluşmaktan geçiyor.
İnşallah önümüzdeki dönemde bu ortak zeminin bulunacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Güney Kafkasya’da istikrarın korunmasının Türkiye’nin öncelikleri arasında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış anlaşmasının imzalanmasıyla bölgede yeni bir dönemin başlamasını arzu ettiklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz ve Ege’de Yunanistan ile son dönemde hâkim olan olumsuz atmosferin somut sonuçlar vermesini ümit ettiklerini söyledi.
Burada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve çıkarlarıyla egemen eşitliği göz ardı edilerek bir çözüme ulaşılmasının mümkün olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Balkanlar’ın istikrar ve huzuruna katkı sağlayan adımların her zaman destekçisi olduklarını ifade etti.
Kosova’daki NATO gücünün komutasını geçen yıl ekim ayından bu yana Türkiye’nin yürüttüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Türkiye’nin 70 yıldan fazla süredir etkin ve güçlü üyesi olduğu NATO’nun, güvenliğin temel taşlarından biri olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin NATO müttefiki Amerika Birleşik Devletleri’yle Washington’da düzenlenen son stratejik mekanizma toplantısında, iş birliğini geliştirmeyi kararlaştırdıklarını,
Avrupa Birliği üyeliğinin de stratejik hedef olmaya devam ettiğini belirtti.
Yeniden Asya Girişimi’ni güçlendirirken Latin Amerika ve Afrika açılım politikalarının müspet sonuçlarının alındığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan,
4. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’ni bu yıl içinde gerçekleştirmek üzere çalışmalara başladıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu’nun üçüncüsünün 1-3 Mart tarihlerinde 148 ülkeden 4 bin 700 katılımcıyla başarıyla düzenlendiğini söyledi.
Her 15 Mart’ın “İslamofobi’yle Mücadele Uluslararası Günü” olarak idrak edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl Ramazana tekabül eden 15 Mart vesilesiyle giderek artan İslam düşmanlığıyla mücadelenin önemini bir kez daha vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kutsal kitabımızın yakılmasına kadar varan alçakça saldırılara fikir hürriyeti denilerek müsamaha gösterilmesini hiçbir şekilde kabul edemeyiz.
Yaklaşık 2 milyar Müslüman’ın inancına ve mukaddesatına yönelik apaçık bir saldırı olan bu eylemlere fırsat verilmemesini bekliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Mart’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak ilan edildiğini anımsatarak eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen “Sıfır Atık Projesi” ile çevre ve atık bilincini yaygınlaştırmaya çalıştıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek kuşakların emaneti olan çevrenin korunması hususunda büyükelçilerden gerekli desteği beklediklerini söyledi.
Büyükelçilerle yaptığı son iftar programına da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sizlerle son iftarımızda Türkiye 14 ve 28 Mayıs’ta (2023) yapılan genel seçimlerin hemen arifesinde bulunuyordu.
İftarımızda sizlere dalga dalga büyüyen zaferin ayak seslerini duyduğumuzu söylemiştik.
Yaşadığımız asrın felaketi 6 Şubat (2023) depremlerine rağmen mayıs seçimlerini yüzde 90’ları bulan rekor katılım oranıyla tam bir demokrasi şöleni havasında gerçekleştirdik.
Seçimlerin ikinci turunda yüzde 52’yi aşan oy oranıyla aziz milletimizden beş sene daha Türkiye’ye ve kendisine hizmet etme yetkisi aldık.
Tıpkı geçen seneki gibi bugünkü iftar programımızı da yine bir seçim sürecinde yapıyoruz.”
31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nde yeni bir zafere imza atmayı amaçladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak yerel yönetimler boyutunda da inşallah güzel neticeler elde edeceğimize inanıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını “Ülkelerinize, halklarınıza Türkiye’nin ve milletimizin en kalbi selamlarını iletmenizi sizlerden rica ediyorum.
Ramazan soframıza misafir olduğunuz için teşekkür ediyor, hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum” sözleriyle tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması öncesinde, Türkiye’deki en kıdemli büyükelçi olan Cibuti’nin Ankara Büyükelçisi Aden Hüseyin Abdillahi ve AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya selamlama konuşması yaptı.
Programa, büyükelçilerin yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyeleri de katıldı.

Yorum Yazın