Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Namık Kemal Akpınar, çocukluk yaş grubunda kabızlığın yüzde 28 oranında görüldüğünü belirterek, kabızlığın hayati bir rahatsızlık olmasa da yetişkinler ve özellikle çocuklar için oldukça can sıkıcı durumlara sebep olabileceğini söyledi.
Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Namık Kemal Akpınar, çocukluk yaş grubunda kabızlığın yüzde 28 oranında görüldüğünü belirterek, kabızlığın hayati bir rahatsızlık olmasa da yetişkinler ve özellikle çocuklar için oldukça can sıkıcı durumlara sebep olabileceğini söyledi.
Kabızlığın temel nedenlerinden birinin yanlış beslenme alışkanlıkları olduğunu belirten Dr. Akpınar, “Abur cubur, sebze ve meyvelerin yeteri kadar tüketilmemesi, aşırı pastörize-inek sütü tercih edilmesi, yetersiz lifli gıda tüketimi ve yetersiz sıvı alımı kabızlığa yol açan yanlışların başında geliyor” dedi.
Kabızlığın, kısaca haftada 3’ten az olmak üzere, sert ve ağrılı bir şekilde dışkılama durumu olarak tanımlanabileceğini belirten Dr. Akpınar, “Kabızlığın olumsuz etkileri çok hızlı bir şekilde geçmediği için hem anne-baba hem de çocuk açısından bazı sıkıntılara ve zorluklara sebep olabiliyor” dedi.
İstemli veya istemsiz olarak tuvalete çıkma olayının ertelenmesinin kabızlık oluşumuna zemin hazırladığını söyleyen Dr. Akpınar, “Dışkı çıkımda bekledikçe sıvı içeriği azalıyor ve dışkı daha da katı hale geliyor.
Makatta yara veya basur gibi rahatsızlıklar da dışkılama esnasında ağrıya neden olacağı için özellikle çocuklarda tuvaletini tutma alışkanlığı gibi sakıncalı alışkanların oluşmasına sebep olabiliyor” dedi.
Tuvalet alışkanlığı oluşturmak için önerilerde bulunan Dr. Akpınar, “Kişilerin özellikle yemek yerken ve yemek sonrası ilk 30 dakika içerisinde barsak hareketleri hızlanıyor.
Bundan dolayı kabızlık şikâyeti olan çocuğun her yemekten sonra özellikle de sabah kahvaltısından sonra tuvalete oturma alışkanlığı kazanması gerekiyor.
Tuvalet alışkanlığı oluşması için; çocuğun en az 10 dakika tuvalete oturtulması ve her tuvaletini yaptığında ödüllendirilmesi gerekiyor” dedi.
Yeterli sıvı ve lifli gıda tüketiminin kabızlığın önlenmesinde önemli rol oynadığını belirten Dr. Akpınar, “Mevsimine göre kuru veya yaş kayısı, erik, armut, şeftali vb. her türlü sebze ve meyve tüketimi arttırılmalı.
2 yaşının altında süt alınıyorsa günde 2 su bardağını aşmamak, bol sıvı tüketmek, şekerli hamur ve hamur türevi yiyeceklerden uzak durmak gerekiyor.
Patlamış mısır lif oranı bakımından zengin bir içeriğe sahip olduğu için aralıklarla alınması gerekiyor” dedi.
Kabızlık hakkında da halk arasında kulaktan kulağa aktarılan doğru bilinen yanlışlara dikkat edilmesi gerektiğini belirten Dr. Akpınar,
“Sık fitil veya sabun kullanımı ve benzeri yöntemleri değil, uzman doktorların tavsiyelerini dikkate almak gerekiyor.
Tedavide kullanılacak ilaçlar doktorun önereceği dozlarda ve sürelerde kullanılmalı, rahat dışkılama sonrası ilaç tedavisi birdenbire değil aylar içinde azaltılarak kesilmeli” diye konuştu.
Kabızlığın yüzde 95 oranında başka bir hastalığın belirtisi olarak değil, beslenme ve tuvalet alışkanlıklarındaki hatalardan kaynaklı olarak oluştuğunu belirten Dr. Akpınar,
“Ancak yüzde 5 gibi düşük bir oranda da olsa, kabızlık başka bir rahatsızlık kaynaklı olarak da meydana gelebiliyor.
Böyle durumlarda kabızlığın genel olarak tanımlanan belirtilerinin yanında ek bulgular kendini gösteriyor.
Bu ek bulguları dikkatle takip etmek ve bir doktorla paylaşmak, kabızlığın altında yatan esas nedeni geç olmadan ortaya çıkarmak için büyük önem taşıyor” dedi.
Yorum Yazın