
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Dr. Anıl Tanburoğlu, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in laiklik karşıtı söylemlerini ve tarikatlarla yaptığı protokolleri eleştirdi. 81 ilde eş zamanlı düzenlenen basın açıklamasında Tanburoğlu, Tekin’in tarikatlarla yapılan protokollere sert eleştirilerde bulundu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Dr. Anıl Tanburoğlu, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in laiklik karşıtı söylemlerini ve tarikatlarla yaptığı protokolleri eleştirdi. 81 ilde eş zamanlı düzenlenen basın açıklamasında Tanburoğlu, Tekin’in tarikatlarla yapılan protokollere sert eleştirilerde bulundu.
Tanburoğlu, açıklamasında, "Milli Eğitim Bakanlığı, 1.167'si resmi kurumlarla olmak üzere 2.709 protokol imzalamış bulunuyor. Bu protokoller, okullarımızın ve milli eğitim sistemimizin gereksinim duyduğu fiziki altyapı, malzeme, yazılım ve/veya donanıma yönelik çeşitli kurumların yapacağı katkılara yönelik değildir.
Aksine, Milli Eğitim Bakanlığı'nın anayasal görevi olan ve öğretmenlerimizin uzmanlığında okul yaşamında geliştirilmesi beklenen yaşam becerilerine yöneliktir. Bunu, Bakan'ın Meclis'te bu protokolleri savunurken ortaya koyduğu gerekçelerden de anlıyoruz.
Öğrencilerin bilgi, beceri, davranışlarının geliştirilmesi MEB ve öğretmenlerin görevidir. Tarikat ve cemaatleri, çocukların dağa çıkmasını engelleyen sivil toplum örgütü olarak gördüğüne ve protokol imzalamaya devam edeceğine yönelik beyanları asla kabul edilemez.
Bakanın bu sözleri, bugüne kadar zor şartlarda hizmet veren öğretmenlerimizi dağa insan kaynağı yetiştirmekle suçlaması anlamına gelmektedir. Öğretmenlerimizin, çocukların terör örgütüne kaynak olarak dağa çıkmasını engelleyemeyeceğini ama kerameti kendinden menkul tarikat ve cemaat unsurlarının engelleyeceğini dile getirmek de başlı başına bir zavallılıktır." dedi.
Tanburoğlu, açıklamasının devamında şunları söyledi:
"Milli Eğitim Bakanı, bu yapılarla ilişkiyi savunurken özellikle belirli bir bölgeyi işaret etmekte, cemaat ve tarikatlar aracılığıyla bölgenin şekillendirilmek istenildiğini de açıkça itiraf etmektedir.
Yatılı okulları kapatıp çocuklarımızı tarikat ve cemaatlerin yurtlarına mahkûm eden kişinin gerekçesi bu nedenle doğru değildir. Bakanlığın tarikat ve cemaatler ile yaptığı protokolleri tasdik etmesi, eğitimin topyekûn dinselleştirilmesini hedefleyen politikaları ifşa etmiştir.
Ancak, unutulmamalıdır ki bu politikalar, geçmişte milletimizin hafızasından uzun süre silinmeyecek travmalar ile sonuçlanmıştır. Bu yapıların araç olarak kullanılmasının sonuçları 15 Temmuz darbe girişimi ile acı bir şekilde deneyimlenmiştir. Bakanın ve AKP kadrolarının bu yaşananlardan ders almadığını görüyor; kendilerine bu yoldan dönmeleri için bir kez daha çağrıda bulunuyoruz.
Bakanın açıklamalarından ve tavırlarından, siyasi iktidarın 4+4+4 düzenlemesi ile hız kazanan bilimsel, çağdaş ve laik eğitimi sonlandırma hamlesinin bugün artık başka bir aşamaya geçtiği anlaşılıyor.
Bakanın çocukların dağa çıkmasını engellemek perdesiyle gizlemek istediği bu icraatlar, örneğin ÇEDES projesinin İzmir, Kırklareli, Eskişehir gibi partisinin az toplumsal destek aldığı bölgelerde başlaması göz önüne alındığında, başka bir siyasal hedefin unsurları olduğunu da açıkça göstermektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı ve bizzat Bakan Yusuf Tekin gerçekleştirilen bu icraatlar ve söylemler ile maalesef laiklik karşıtı odakların sözcüsü ve hamisi durumuna gelmiş bulunmaktadır.
Kişiye özel bir yasal değişiklik ile rektör olan ve Milli Eğitim Bakanlığının tüm tartışmalı icraatlarının sorumluluğunu taşıyan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'i istifaya davet ediyoruz.
Bu çağrının karşılık bulamayacağı ve AKP iktidarında görevden çekilme erdemi gösteren bir bakan olmadığı öngörüsü ile kendisinin atamasını yapan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı sn. Recep Tayyip Erdoğan'a, Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusu ve şerefi üzerine ant içtiği ‘’laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağına’’ yönelik yeminini hatırlatıyor ve görevlendirdiği Milli Eğitim Bakanı'nı görevden alması çağrısında bulunuyoruz."
Tanburoğlu, açıklamasının sonunda, "Son sözümüz milletimizedir! Laiklik, bu ülkenin geleceği için en önemli Cumhuriyet ilkesidir! AKP ve onun beslediği her tür laiklik karşıtı unsur, politika ve söylemle, yasal ve toplumsal her platformda mücadele etmeye devam edeceğiz!" dedi.

Yorum Yazın