
çorum Kalesinin Dronla üstten Görüntüsü
Çorum’da bin 100 yıl önce yapılan ve 2010 yılına kadar içerisinde vatandaşların yaşadığı Çorum Kalesi’nde restorasyon çalışmaları devam ediyor. Uzun yıllar Çorum Kalesi’nde yaşayan vatandaş, Osmanlı döneminden itibaren yerleşim alanına dönen kaledeki günlerini özlediklerini ifade etti.
Anadolu Selçuklu Devleti döneminde Sultan Kılıç Arslan tarafından 11’inci yüzyılda inşa ettirildiği tahmin edilen Çorum Kalesi’nde 2023 yılında başlayan restorasyon çalışmaları sürüyor. Osmanlı döneminden beri yerleşime açılan ve 2010 yılına kadar vatandaşların yaşadığı kale, yapılacak restorasyon çalışmalarıyla turizme kazandırılacak. Bin 100 yıllık tarihi ile dikkat çeken kalede restorasyon çalışmaları büyük ölçüde tamamlandı. Çorum Belediyesi tarafından restore edilen kale, Cumhuriyet döneminde vatandaşların yaşadığı bir kale olmasıyla da dikkat çekiyor. Kale içerisinde bulunan bir cami, 3 tescilli bina ve 39 metruk yapı olmak üzere 42 hane 2010 yılında kamulaştırıldı. Ankara 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün izniyle kale içindeki 4 parseldeki yapıların geçen yıl aralık ayında yıkılmasının ardından, kalan yapıların da yıkımına izin verildi. 10 yıldır boş kaldığı için metruk hale gelen evler restorasyon çalışmaları çerçevesinde yıkıldı.
Yıllarca tarihi kalede yaşadı
Çorum Kalesi’nde 1973-2010 yılları arasında yaşayan İbrahim Bayatlı, kalenin tarihi öneminin yanı sıra, yakın tarihe kadar içerisinde insanların yaşamış olması sebebiyle şehir için ayrı bir öneme sahip olduğunu ifade etti. Kalede yaşadıkları dönemi anlatan Bayatlı, kalede yaşayan anneannesinin çekilmiş bir fotoğrafını hala sakladığını ifade etti.
"Kalenin içindeki bu yerleşim, mahalle olmaktan çok büyük bir aile gibiydi"
2010 yılında kamulaştırmanın yapılmasıyla kaledeki evlerinden ayrıldıklarını ifade eden İbrahim Bayatlı, kalede yaşadıkları dönemi anlatarak, "Ben kaleye 1973 yılında geldim. Belediye devralana kadar, 2010 yılına kadar kaldım. Bu kalenin yapımıyla ilgili Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde, ’Bu Çorum Kalesi bir defa yapılmıştır. Depremle yıkılmıştır, tekrar yapılmıştır, yine yıkılmıştır’ ifadelerine yer veriliyor. Kalenin iki kitabe taşı olduğunu ve bu nedenle de üç defa yıkılıp yeniden yapıldığını, bunların da depremlerle ilgili olduğunu söylüyor. Daha sonra Osmanlı topraklarına geçince, kalenin içi yerleşim alanı haline gelmiş. Burada 44 hanelik bir mahalle oluşmuş. Küçük bir mescidimiz vardı. Kalenin içindeki bu yerleşim, mahalle olmaktan çok büyük bir aile, adeta bir aşiret gibi. Kale içerisine yabancı biri giremezdi. Biri girdiğinde çocuklar hemen kalkar, ‘sen burada ne arıyorsun’ diyerek onu kovarlardı. Kalenin içindeki yapılar genelde taş ve kerpiç ağırlıklıydı, ahşap kullanılırdı. Betonarme yapı yoktu. Büyük evler vardı, bunlardan biri de bizim evimizdi. Taş duvarları 80 santim kalınlığındaydı, üzerine kerpiçle devam ederdi. Altta bodrumu vardı. Hatta bu bodrumda dört kez düğün yaptık. Ev oldukça yüksekti, oradan bakınca saat kulesi rahatlıkla görünürdü. Diğer evler ise genellikle küçük, taş ve ahşap ağırlıklı, kerpiçten yapılmış evlerdi. Ramazan topu kalede atılırdı" dedi.
Kamulaştırma dönemine kadar insanların kalede yaşadığını ifade eden Bayatlı, "Bir şeye ihtiyacın varsa önce bakkala değil, komşuya giderdin. Komşunun da sana ihtiyacı olduğunda senin kapını çalardı. Evde pişen bir yemeğin kokusu komşuya gittiyse, bir tabak da ona gönderilirdi. Çünkü kapılar kilitli olmazdı. Hangi çocuk, hangi kapının önünde acıktıysa, o eve çalmadan girer, karnını doyurur, çıkardı. Böyle karşılıklı, gönülden komşuluk ilişkileri yaşanırdı. Kaledeki yaşam, Kültür Varlıkları’na devredildi. Onlar da kaleyi belediyeye devretti. Belediye ise restorasyon çalışmaları yapacağı için 2010 yılı itibarıyla içerideki vatandaşların topraklarını satın alarak tahliye işlemlerini başlattı" diye konuştu.

Yorum Yazın