İnsanın niyeti iyi olduğu zaman, kısmetleri de eşit ve adaletli dağıtımla gerçekleştirir.
Bu sözüm özellikle yönetici konumundaki kişiler için daha çok önem taşımaktadır. İnsanlara göre iş verip, işi bilene vermediğiniz zaman hizmet verimliliği alınması zorlanır.
Hele de “Bizim insanımız” diyerek, bilmediği bir hizmet biriminde iş verdiğiniz kişi önce hizmet alan halkı, sonra kurumu, daha sonra da yönetimin başındaki insanı perişan eder.
Ülkemizde ekonomik anlamda zorluklar yaşanmıyor diyemezsiniz! Ancak yaşanan bu ekonomik sıkıntıların çözüm yollarını aramak, bulmak ve uygulamak önce halkı, sonra bu ülkeyi sevme anlamına gelir.
Sorunların tepesinden tutup kaldırdığınız başını koparabilirsiniz, ayağından başlamak üzere tüm bedeni tutup kavramadan sağlıklı çözüm bulunamaz.
Bu ülkeyi 18 yıldır yöneten iktidar partisinin en tepedeki yöneticilerinden başlamak üzere, tabana kadar tüm yöneticileri önce “ayrımsız olarak ülkede yaşayan herkesi” kucaklaması olayını hayata geçirmesi gerek.
Başarısız çalışmalar, verimsiz hizmetler noktasında becerilerinin yetersiz kaldığını kabul etmeleri, sorunları karşı tarafa atmaktan vazgeçmelidir.
Çalışan ve emekli olan insanların maaşlarına yapılan zam oranları ile, bu insanların günlük gereksinimlerini karşılamak üzere harcamalarına yapılan zam oranı arasındaki rakamların farklı bu kadar olmamalıdır.
İşçi, memur ve emekliye yüzde 10 bile yapılmayan zamlar yapılırken; elektrik, doğalgaz, çay, şeker ve benzeri tüketim ürünlerine yüzde 15 gibi zamlar yapıldığında, bu insanların aldıkları zammın üzerini tamamlayarak yaşamak zorunda olacaklarını hesap etmek gerek!
Seçim süreçlerinde bol keseden atıp tutarken, seçimler sonrasında halkı unutarak kendi bildiğini okuyan bir siyaset anlayışı bu ülkenin vatandaşına ve toprağına sıkıntı yaşatır.
Siyasi iktidar, 18 yıldır bu ülkeyi yönetirken yerel yönetimlerde neler olup bittiğini de incelemesi, denetlemesi ve sıkıntılar yaşandığının belirlenmesi halinde gereken soruşturmanın yapılması gerekir.
İller Bankası tarafından nüfus sayısına göre yerel yönetimlere gönderilen maddi desteğin nerelerde ve usulüne göre harcanıp harcanmadığı, Belediye gelirleri, yapılan ihaleler, gelirler ve giderler konusunda yerel yönetimlerin “iktidar Partisi-Muhalefet Partisi” ayrımı gözetilmeden yapılması bu ülkede yaşan tüm vatandaşlarımızın yararına olacaktır.
İsrafın önlenmesi konusuna gelince, bu olayda da adaletli davranış göstermek siyasi iktidarın; halkın ve ülkenin geleceğinin sağlıklı yaşamı açısından önem taşır.
Son günlerdeki haberleri okuyorsunuz; Gaziantep Şahinbey belediyesi yeni evlenen çiftlere vermek üzere 545 bin liralık seccade satın alıyor. Bu para Belediye bütçesinden çıkıyor.
İstanbul Belediyesi, Vakıflara giden 357 milyon lira yardımı iptal etti. Bir Vakfa ait yemek faturasının 56 milyon lira olduğu ortaya çıkmış.
Benzeri bir çok örneklerin yaşandığı ülkemizdeki yerel yönetimler, siyasi parti ayrımı yapılmaksızın denetlenmeli, fatura ve destekleri incelenmelidir.
Bir yerleşim birimine hizmet için aktarılan para, yerel yönetimlerin hizmet gelirleri, bir takım yandaş kuruluşlara, vakıflara veya derneklere gerektiği rakamların üzerinde aktarılıyorsa, yerel yönetimler halka hizmet etmekte zorlandığı gibi, iktidarları süresince; farklı yerlere hizmet etmiş olurlar. Saygılarımla…
