Abone ol
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Adana ve Hatay'da silah taşındığı gerekçesiyle durdurulan MİT TIR'ları konusunda, "Hadi burada kanunları değiştirdin, onu buraya şunu oraya atadın bu işin bir de uluslararası boyutu var. Ve devlet eliyle dava dosyaları hazırlanıyor ve bu dosyalara giren her delil uluslararası hukukta bizim boynumuzu bükebilir." dedi.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Adana ve Hatay'da silah taşındığı gerekçesiyle durdurulan MİT TIR'ları konusunda, "Hadi burada kanunları değiştirdin, onu buraya şunu oraya atadın bu işin bir de uluslararası boyutu var. Ve devlet eliyle dava dosyaları hazırlanıyor ve bu dosyalara giren her delil uluslararası hukukta bizim boynumuzu bükebilir." dedi.
Bugün Osmaniye'ye gelen Metin Fevzioğlu, düzenlenen sabah kahvaltısında, Osmaniye Barosu avukatları ve Gaziantep Baro Başkanı Av. Bektaş Şarklı, Kilis Baro Başkanı Av. H. Muammer Fazlıağaoğlu, Bursa Barosu Başkanı Av. Ekrem Demiröz, Adana Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık ile birlikte bir araya geldi.
Ziyaretlerinden dolayı Başkan Prof. Dr. Metin Feyzioğlu'na teşekkür eden Osmaniye Baro Başkanı Avukat Dilem Aksoy, "Osmaniye Barosu olarak birlik ve dayanışma toplantısı düzenledik. Gaziantep Kilis, Bursa, Adana Baro Başkanlarımıza ve bizi kırmayarak buralara kadar gelen, dayanışma sergileyen çok değerli Birlik Başkanımıza hoş geldiniz diyorum. Sahiden de ülkenin içerisinden geçtiği, yargının adeta sınandığı şu günlerde, bizim bağımsız yargının bağımsız savunucularının birlik hali bizim için çok kıymetli, farkındayız ülke içinde çok kıymetli. " dedi.
BİZ KOCAMAN BİR AİLEYİZ
Osmaniye Barosu Başkanı Av Dilem Aksoy ve yönetim kurulu üyelerini hayırlamaya geldiklerini belirten Metin Fevzioğlu, "Biz kocaman bir aileyiz, bu ailenin birlikteliği aslında Türkiye'nin birliğinin ve beraberliğinin de temsilcisi. Ben büyük ailemize baktığımda Türkiye'ye ilişkin umutla doluyorum. Biz bir arada durmayı başarabiliyorsak ve ilkemiz, haksızlık kimden gelirse gelsin haksızlık demek ise üstünün hukuku yerine hukukun üstünlüğünü talep etme noktasında buluşuyorsak zaten Türkiye'nin de istediği, 77 milyon vatandaşımızda istediği budur. Ben bunu gösterebildiğimiz için tüm Türkiye'ye son derece mutluyum" dedim.
TÜRKMENLERE GİTTİĞİ SÖYLENİYOR AMA...
Bir gazetecinin MİT TIR'larıyla ilgili yayın yasağı konusunda ki sorusuna ise Fevzioğlu,"O kadar büyük çelişki yaşanıyor ki devlet sırrı diyip suçluyorlar ve yasak getiriyorlar, bir taraftan da içinde silah yok diyorlar. İçinde silah yoksa bu görüntüler sahte ise devlet sırrı diyorlar, bu görüntüler gerçekse basının bunu haber verme zorunluluğu var. Niye haber verme zorunluluğu var, bakın tek tek sayacak olursak; Tırların içerisinde silah bulundu mu bulundu, bu tırlar yurt dışına mı gidiyordu, gidiyordu, silahları herhalde havalandırıp geri getirmek için yurt dışına çıkartmıyorlardı. Yurt dışında bir yerde kalacaktı bu silahlar. Bu komşularımızdan birine bir resmi hükümete Türkiye'nin tanıdığı bir hükümete mi gidiyordu hayır! bir komşumuzun toprak bütünlüğünü yok eden bir terör örgütüne gidiyordu muhtemelen. Türkmenlere gittiği söyleniyor bugünlerde, ama tam aksine ifadelerden okuyoruz ki Türkmenlere değil Türkmen bölgesinin çok dışında El Nusra Işıd bölgesine doğru hareket etmiştir. Şimdi bunlar çok ciddi soru işaretleri. Öyle sanıyorum ki sadece ulusal hukuktan haberdar olanlar ve nasılsa o hukuku belirleyen kanunları, istediğimiz gibi canımız istediğinde canımız sıkıldığında değiştiririz diyenlerin etrafında uluslararası hukuk konusunda temel bilgileri kendilerine verebilecek kimseleri kalmamış, kimseyi bırakmamışlar. Hadi burada kanunları değiştirdin, onu buraya şunu oraya atadın bu işin bir de uluslararası boyutu var. Ve devlet eliyle dava dosyaları hazırlanıyor ve bu dosyalara giren her delil uluslararası hukukta bizim boynumuzu bükebilir. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir kamu görevlisi bir üst yöneticisinin uluslararası mahkemelerin önünde sadece suçlanması bile Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu güne kadar hiç başımıza gelmemiş bir felaket olur. Gerçekten boynumuzu öne eğer ve cevap veremez hale geliriz."
CUMHURBAŞKANININ SORUMSUZ DAVRANMA LÜKSÜ YOKTUR
Türkiye'yi bu duruma düşürenlerin çok büyük bir sorumsuzluğunun olduğunu ifade eden Fevzioğlu, "Tabi sorumsuzluk diyince anayasadaki Cumhurbaşkanı sorumsuzluğunu anlayanlar, Cumhurbaşkanı sorumsuz davranabilir şeklinde herhalde yorumluyorlar. Cumhurbaşkanının sorumsuz davranma lüksü yoktur. Etrafında bunu kendisine söyleyecek kimsesi kalmadığı için bize düştü biz söylüyoruz" dedi.
Osmaniye Barosu Sosyal Tesis ve Hizmet Binası arazisinde incelemelerde bulunan Metin fevzioğlu, daha sonra Ankara'ya hareket etti.
Bugün Osmaniye'ye gelen Metin Fevzioğlu, düzenlenen sabah kahvaltısında, Osmaniye Barosu avukatları ve Gaziantep Baro Başkanı Av. Bektaş Şarklı, Kilis Baro Başkanı Av. H. Muammer Fazlıağaoğlu, Bursa Barosu Başkanı Av. Ekrem Demiröz, Adana Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık ile birlikte bir araya geldi.
Ziyaretlerinden dolayı Başkan Prof. Dr. Metin Feyzioğlu'na teşekkür eden Osmaniye Baro Başkanı Avukat Dilem Aksoy, "Osmaniye Barosu olarak birlik ve dayanışma toplantısı düzenledik. Gaziantep Kilis, Bursa, Adana Baro Başkanlarımıza ve bizi kırmayarak buralara kadar gelen, dayanışma sergileyen çok değerli Birlik Başkanımıza hoş geldiniz diyorum. Sahiden de ülkenin içerisinden geçtiği, yargının adeta sınandığı şu günlerde, bizim bağımsız yargının bağımsız savunucularının birlik hali bizim için çok kıymetli, farkındayız ülke içinde çok kıymetli. " dedi.
BİZ KOCAMAN BİR AİLEYİZ
Osmaniye Barosu Başkanı Av Dilem Aksoy ve yönetim kurulu üyelerini hayırlamaya geldiklerini belirten Metin Fevzioğlu, "Biz kocaman bir aileyiz, bu ailenin birlikteliği aslında Türkiye'nin birliğinin ve beraberliğinin de temsilcisi. Ben büyük ailemize baktığımda Türkiye'ye ilişkin umutla doluyorum. Biz bir arada durmayı başarabiliyorsak ve ilkemiz, haksızlık kimden gelirse gelsin haksızlık demek ise üstünün hukuku yerine hukukun üstünlüğünü talep etme noktasında buluşuyorsak zaten Türkiye'nin de istediği, 77 milyon vatandaşımızda istediği budur. Ben bunu gösterebildiğimiz için tüm Türkiye'ye son derece mutluyum" dedim.
TÜRKMENLERE GİTTİĞİ SÖYLENİYOR AMA...
Bir gazetecinin MİT TIR'larıyla ilgili yayın yasağı konusunda ki sorusuna ise Fevzioğlu,"O kadar büyük çelişki yaşanıyor ki devlet sırrı diyip suçluyorlar ve yasak getiriyorlar, bir taraftan da içinde silah yok diyorlar. İçinde silah yoksa bu görüntüler sahte ise devlet sırrı diyorlar, bu görüntüler gerçekse basının bunu haber verme zorunluluğu var. Niye haber verme zorunluluğu var, bakın tek tek sayacak olursak; Tırların içerisinde silah bulundu mu bulundu, bu tırlar yurt dışına mı gidiyordu, gidiyordu, silahları herhalde havalandırıp geri getirmek için yurt dışına çıkartmıyorlardı. Yurt dışında bir yerde kalacaktı bu silahlar. Bu komşularımızdan birine bir resmi hükümete Türkiye'nin tanıdığı bir hükümete mi gidiyordu hayır! bir komşumuzun toprak bütünlüğünü yok eden bir terör örgütüne gidiyordu muhtemelen. Türkmenlere gittiği söyleniyor bugünlerde, ama tam aksine ifadelerden okuyoruz ki Türkmenlere değil Türkmen bölgesinin çok dışında El Nusra Işıd bölgesine doğru hareket etmiştir. Şimdi bunlar çok ciddi soru işaretleri. Öyle sanıyorum ki sadece ulusal hukuktan haberdar olanlar ve nasılsa o hukuku belirleyen kanunları, istediğimiz gibi canımız istediğinde canımız sıkıldığında değiştiririz diyenlerin etrafında uluslararası hukuk konusunda temel bilgileri kendilerine verebilecek kimseleri kalmamış, kimseyi bırakmamışlar. Hadi burada kanunları değiştirdin, onu buraya şunu oraya atadın bu işin bir de uluslararası boyutu var. Ve devlet eliyle dava dosyaları hazırlanıyor ve bu dosyalara giren her delil uluslararası hukukta bizim boynumuzu bükebilir. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir kamu görevlisi bir üst yöneticisinin uluslararası mahkemelerin önünde sadece suçlanması bile Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu güne kadar hiç başımıza gelmemiş bir felaket olur. Gerçekten boynumuzu öne eğer ve cevap veremez hale geliriz."
CUMHURBAŞKANININ SORUMSUZ DAVRANMA LÜKSÜ YOKTUR
Türkiye'yi bu duruma düşürenlerin çok büyük bir sorumsuzluğunun olduğunu ifade eden Fevzioğlu, "Tabi sorumsuzluk diyince anayasadaki Cumhurbaşkanı sorumsuzluğunu anlayanlar, Cumhurbaşkanı sorumsuz davranabilir şeklinde herhalde yorumluyorlar. Cumhurbaşkanının sorumsuz davranma lüksü yoktur. Etrafında bunu kendisine söyleyecek kimsesi kalmadığı için bize düştü biz söylüyoruz" dedi.
Osmaniye Barosu Sosyal Tesis ve Hizmet Binası arazisinde incelemelerde bulunan Metin fevzioğlu, daha sonra Ankara'ya hareket etti.
Yorum Yazın