Osmaniye Doğa Yaban Hayatı Koruma ve Araştırma Derneği Başkanı Veteriner Hekim Bünyamin Akın, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü nedeniyle yaptığı açıklamada...
OsmaniyeDoğa Yaban Hayatı Koruma ve Araştırma Derneği Başkanı Veteriner HekimBünyamin Akın, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, pek çok tür ve çeşitteki canlılar için uygun beslenme, üreme ve barınma ortamı olan sulak alanların, yalnız bulundukları ülkenin değil, tüm dünyanın doğal zenginlik müzeleri olarak kabul edilmekte olduğunu söyledi.
Sulak alanların, yeryüzünün en zengin ve en üretken ekosistemlerini oluşturmakta olduğunu kaydeden Akın, bu alanların yöre insanlarına ve ülkenin geneline geniş yelpazede hizmet veren oldukça karmaşık doğal sistemler ve yeryüzündeki başka hiçbir ekosistemle karşılaştırılmayacak ölçüde işlev ve değerlere sahip olduğunu ifade etti.
Sulak alanlar neden önemi hakkında da bilgi veren Bünyamin Akın, "Sahip olduğu biyolojik çeşitlilik nedeniyle dünyanın doğal zenginlik müzeleri olarak kabul edilen sulak alanlar; doğal işlevleri ve ekonomik değerleriyle yeryüzünün en önemli ekosistemleridir.
Sulak alanlar, yeraltı sularını besleyerek veya boşaltarak, taban suyunu dengeleyerek, sel sularını depolayarak, taşkınları kontrol ederek, kıyılarda deniz suyunun girişini önleyerek bölgenin su rejimini düzenlerler. Bulundukları yörede nem oranını yükselterek, başta yağış ve sıcaklık olmak üzere yerel iklim elemanları üzerinde olumlu etki yaparlar.
Tropikal ormanlarla birlikte yeryüzünün en fazla biyolojik üretim yapan ekosistemleridir. Başta balıklar ve sukuşları olmak üzere gerek ekolojik değeri, gerekse ticari değeri yüksek, zengin bitki ve hayvan çeşitliliği ile birçok türün yaşamasına olanak sağlarlar. Yüksek bir ekonomik değere sahiptirler. Balıkçılık, tarım ve hayvancılık, saz üretimi, turizm olanaklarıyla bölge ve ülke ekonomisine önemli katkı sağlarlar." dedi.
Bir dönem Amik gülünün Antakya ve çevresine hayat veren bir göl olduğunu ifade eden Akın şöyle devam etti: "Medeniyetler şehri Antakya’da, bir bölgenin can damarı olan göl kurutuluyor ve bugün tabiat ve insanlar susuzluğa mahkûm ediliyor. Yeniden oluşması için yapılan çalışmalar ise ne yazık ki hüsran oldu."
Yorum Yazın