MHP MYK Üyesi ve Osmaniye Milletvekili Doç.Dr.Ruhi Ersoy, TBMM genel kurulunda Türk Kültürü ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu çalışmaları hakkında konuştu.
MHP MYK Üyesi ve Osmaniye Milletvekili Doç. Dr. Ruhi Ersoy, TBMM genel kurulunda Türk Kültürü ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu çalışmaları hakkında konuştu.
Ersoy, UNESCO Türkiye Milli Komisyonunun çalışmaları sonucu Türk Kültürünün değerli eserleri Dîvânu Lugâti’t Türk ve Piri Reis haritasının UNESCO Dünya Belleği kütüğüne kaydedildiğini ve Kutadgu Bilig ve Atabetü’l Hakayık’ın da 2018 ve 2019 yılları anma ve kutlama yıl dönümleri arasına alındığını belirtti.
Ersoy, bu gelişmenin Türk Kültürü açısından çok önemli olduğunu vurgulayarak, Türk Kültürüne ait değerlerin, ürünlerin dünyaya vereceği birçok mesaj olduğunu söyledi.
Bu gelişmenin yerelin ulusallaşması, ulusalın da evrenselleşmesi adına büyük bir başarı olduğunu belirten Ersoy, Türk Kültürüne ait bu ve bunlar gidi değerleri eserlerin yeniden güncellenerek geleceğe taşınması konusunda çalışmalar yapılması gerektiğini belirtti.
Ersoy, Türk kültürüne ait sayısız eserin bulunduğunu, bunlar içerisinde bugün daha anlamlı hale gelen çok kıymetli eserlerin eğitim alanı ve özellikle sanatın her alanında faydalanılması gerektiğini belirtti.
Atabetü'l Hakayık'ta "Nice bilgili kadın, bilgi sayesinde erkekten üstün, nice bilgisiz erkek, kadından daha zayıf kaldı. Bilgili kişi, varlığını belli eder; bilgisiz, hayatta olsa bile yitik sayılır. Bilgi sahibi kendi ölse bile adı ölmez. Bilgisizin ise daha sağlığında adı unutulur" dediğini hatırlatan Ersoy, Türk kültüründe 11'inci asırda, 12'nci asırda kadına, bilgiye nasıl değer verildiğini örnekledi.
Doç. Dr. Ruhi Ersoy, “Kâşgarlı Mahmud, Balasagunlu Edip Ahmet diyoruz. Kaşgar neresi bugün, Balasagun neresi? İşte, bu, gönül coğrafyası dediğimiz Turan coğrafyası ve koskoca Türk kültürü, coğrafyanın tarihe sığmaması meselesiyle de eş değerdir. Bugün, Kâşgarlı Mahmud'un Dîvânu Lugâti't-Türk'ünü, Edip Ahmet Yükneki'nin Atabetü'l Hakayık'ını alıp da evrensel standartlarda Millî Komisyonumuz UNESCO'ya tescil ettiriyorsa demek ki Türkiye Cumhuriyeti devleti, Türk dünyasının ve Türk medeniyetinin aklı ve kalbi, vicdanı ve geleceği olarak Ankara merkezli bir siyaseti ve Türkistan merkezli bir medeniyeti, bahsetmiş olduğumuz Turan coğrafyasının her bir ikliminde yeşermiş olan toplulukları da bünyesine alarak insanlığın ufkunda yeni bir güneş gibi doğmaya muktedirdir. İşte, bu muktedirliğin ortaya çıkabilmesi adına, bu kültür kodlarımızın, kaynaklarımızın yeniden keşfi, geleneğin yeniden güncellenmesi ve farkındalığının ortaya çıkması bir zarurettir” sözleri ile bugünlerde sıklıkla kullanılan “kültür ve gönül coğrafyası” kavramlarını da kısaca açıklamış oldu.
Ersoy, MHP Genel Başkanı Sn. Devlet Bahçeli’nin de konuşmalarında sık sık kullandığı Kutadgu Bilig, Dede Korkut, Dîvânu Lugâti’t Türk’ten alıntılarının sadece siyasi retorikten ibaret olmadığını, mensubiyet şuuru ile bu eserlerin farkındalığının arttırılması anlamına da geldiğini belirtti.
Ersoy konuşmasını, UNESCO Türkiye Millî Komisyonu başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz ve komisyon çalışanlarını tebrik ederek sonlandırdı.
Yorum Yazın