Cumhurbaşkanı Erdoğan Başkanlığında gerçekleşen Bakanlar Kurulu toplantısında MGK kararı açıklandı.
Anayasa’nın 120. maddesi uyarınca 3 ay süre ile Olağanüstü Hal ilan edildiği bildirildi.
Ülkemizde 15 Temmuz gecesi FETÖ örgüt üyelerinin kalkıştığı darbe girişimi sonrası Türkiye’de hareketli günler yaşanmaya başlandı.
Yıllardır devletin en önemli kurumlarına çöreklenen bu vatan haini kişilerin, giriştikleri darbeye kalkışma olayı akıllara durgunluk vermeye yetiyordu.
TBMM’nin bombalanması ve halkın üzerine ağır silahlarla ateş atılıp, bomba yağdırılması olayı akıllara durgun veren bir eylemin başlangıcı idi.
Halkımızın birlikteliği ve Demokrasiye sahip çıkması sonucu bu vatan hainleri püskürtülmüş bile olsa, “su uyur düşman uyumaz!” halk deyimini unutmamak gerekiyor.
Cumhurbaşkanı’nın yaveri Ali Yazıcı’nın “hain” çıkmasının altında yatanlara bakıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı otelin yerini söylediğini öğreniyoruz. Genel Kurmay Başkanı’nın yaveri de yine ‘hain’ çıkıyor. Bu nedir Allah aşkına! Biri Devletin başında, diğeri Ordu’nun en üst düzeyindekilerin sağ kolu diyebileceğimiz “yaverleri” vatan haini olarak ortaya çıkıyor. Bu düşündürücü bir olay olsa gerek!
Bir başka olay ise 15 temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanan Orgeneral Adem Huduti’nin yerine getirilen Korgeneral İbrahim Yılmaz’ın da aradan iki gün geçmesinin ardından gözaltına alındığını öğreniyoruz.
Bundan sonraki süreci iyi incelemenin ve iyi okuyabilmenin gerektiğini yazmıştım.
Türkiye’de Olağanüstü Hal ilan edilmesinin ardından yaşanacak veya yaşanabilecek olayları da iyi izlemek zorundayız. 3 Ay süre ile ilan edilen OHAL ile Valilerin en yetkili kılındığını belirtiliyor.
Darbe girişimi sürecinde 246 insanın yaşamını yitirdiği, 1536 vatandaşımızın da yaralandığını öğrendiğimizde, vatan hainlerini halkın püskürtememesi halinde daha çok can kayıplarının olabileceğini tahmin edebiliyoruz.
OHAL’in uygulanması ile getirilen yasaklar veya sınırlamalar da bildirilerde açıklandı.
Sokağa çıkmayı sınırlamak veya yasaklamak, belli yerlerde kişilerin dolaşmaları, toplu halde bulunmaları ve araç seyirlerini yasaklamak. Bölgeyi girmek isteyen kişilerin kimlik kontrolleri, üst aramalarının yoğunlaştırılması.
Bu arada basın için de yasaklar uygulanabileceğini belirtelim. Toplantı ve gösterilere yasak getirilebilecek. Derneklerin etkinlikleri durdurulacak.
Süper yetkili Valiler görevlendirilecek OHAL’de koordinasyon Başbakanlık ya da Başbakanın görevlendireceği Bakanlıkça sağlanacak. Güvenlik görevlilerinin “teslim ol!” emrine uymayanlara, “ateş açılabilecek”
Üç ay süre ile uygulanmasına karar verilen OHAL, bu sürenin sonunda sürecin nasıl işleyeceğini şimdiden merak edenler olacaktır. 2016’nın 20 veya 27 Kasım tarihlerinin birinde ufukta “Halk oylaması” veya erken bir seçim olasılığını da tahmin edebiliriz.
Önemli olan halkın Demokrasi ve Cumhuriyete bağlığı, bütünlüğünde ayrışmalara girmeden bugünkü kararlılıkla dik durmasıdır. Saygılarımla…
Anayasa’nın 120. maddesi uyarınca 3 ay süre ile Olağanüstü Hal ilan edildiği bildirildi.
Ülkemizde 15 Temmuz gecesi FETÖ örgüt üyelerinin kalkıştığı darbe girişimi sonrası Türkiye’de hareketli günler yaşanmaya başlandı.
Yıllardır devletin en önemli kurumlarına çöreklenen bu vatan haini kişilerin, giriştikleri darbeye kalkışma olayı akıllara durgunluk vermeye yetiyordu.
TBMM’nin bombalanması ve halkın üzerine ağır silahlarla ateş atılıp, bomba yağdırılması olayı akıllara durgun veren bir eylemin başlangıcı idi.
Halkımızın birlikteliği ve Demokrasiye sahip çıkması sonucu bu vatan hainleri püskürtülmüş bile olsa, “su uyur düşman uyumaz!” halk deyimini unutmamak gerekiyor.
Cumhurbaşkanı’nın yaveri Ali Yazıcı’nın “hain” çıkmasının altında yatanlara bakıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı otelin yerini söylediğini öğreniyoruz. Genel Kurmay Başkanı’nın yaveri de yine ‘hain’ çıkıyor. Bu nedir Allah aşkına! Biri Devletin başında, diğeri Ordu’nun en üst düzeyindekilerin sağ kolu diyebileceğimiz “yaverleri” vatan haini olarak ortaya çıkıyor. Bu düşündürücü bir olay olsa gerek!
Bir başka olay ise 15 temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanan Orgeneral Adem Huduti’nin yerine getirilen Korgeneral İbrahim Yılmaz’ın da aradan iki gün geçmesinin ardından gözaltına alındığını öğreniyoruz.
Bundan sonraki süreci iyi incelemenin ve iyi okuyabilmenin gerektiğini yazmıştım.
Türkiye’de Olağanüstü Hal ilan edilmesinin ardından yaşanacak veya yaşanabilecek olayları da iyi izlemek zorundayız. 3 Ay süre ile ilan edilen OHAL ile Valilerin en yetkili kılındığını belirtiliyor.
Darbe girişimi sürecinde 246 insanın yaşamını yitirdiği, 1536 vatandaşımızın da yaralandığını öğrendiğimizde, vatan hainlerini halkın püskürtememesi halinde daha çok can kayıplarının olabileceğini tahmin edebiliyoruz.
OHAL’in uygulanması ile getirilen yasaklar veya sınırlamalar da bildirilerde açıklandı.
Sokağa çıkmayı sınırlamak veya yasaklamak, belli yerlerde kişilerin dolaşmaları, toplu halde bulunmaları ve araç seyirlerini yasaklamak. Bölgeyi girmek isteyen kişilerin kimlik kontrolleri, üst aramalarının yoğunlaştırılması.
Bu arada basın için de yasaklar uygulanabileceğini belirtelim. Toplantı ve gösterilere yasak getirilebilecek. Derneklerin etkinlikleri durdurulacak.
Süper yetkili Valiler görevlendirilecek OHAL’de koordinasyon Başbakanlık ya da Başbakanın görevlendireceği Bakanlıkça sağlanacak. Güvenlik görevlilerinin “teslim ol!” emrine uymayanlara, “ateş açılabilecek”
Üç ay süre ile uygulanmasına karar verilen OHAL, bu sürenin sonunda sürecin nasıl işleyeceğini şimdiden merak edenler olacaktır. 2016’nın 20 veya 27 Kasım tarihlerinin birinde ufukta “Halk oylaması” veya erken bir seçim olasılığını da tahmin edebiliriz.
Önemli olan halkın Demokrasi ve Cumhuriyete bağlığı, bütünlüğünde ayrışmalara girmeden bugünkü kararlılıkla dik durmasıdır. Saygılarımla…
