Bende çok severim. Usuldan yağan yagmurları, yok şimdilerde çöl sıcaklarında define hazır bir mücahide
bugün 1 eylül vefatı geçti tarihe
Kur’an kokan odasında zikir ile geçirdiği seccadesinde vefat etmiş medine aşığı mücahide, sevdiği mekanlara kavuşan Hümeyra, Hz Aişe’nin lakabıyla ismlendirilen cennet’ül bakideki komşusuna kavuşmuş, hızla koşup giden tabuttundaki coşkusundan belli değilmiydi insanların omuzlarındaki göçünde. Haydi çabuk beni Fatıma’tul Zehra’ya Hz. Aişe’ye Hz. Osman’a tüm ashaba kavuşturun. Akşama ziyafet var cennet bahçelerinde. Cennette sohbet var Hz. Aişe’nin evinde bende davete icabete gidiyorum işte. Ezberlediğim hadisleri dinletmeye dercesine.
Can ucmuştu pencereden kavuşmuştu cennet’ül bakiye.
Sualleri neydi, nede kolay geçmişti.
Rabbin kim dediler Allah.
Nebin kim dediler aşkına yanıp kor olduğum Muhammed Mustafa’. Dinin nedir dediler dinim islam elhamdulillah
Kitabım kur’an biiznillah.
Cumhuriyet'in ilk döneminde tıp eğitimi alıp doktor olan Dr. Ayşe Hümeyra Ökten, okuldan mezun olduktan sonra bir süre Sarıyer Verem Savaş Dispanseri'nde çalışmış. Ökten, henüz asistanken Kızılay'ın ilk kadın doktor görevlisi olarak hacca gitmiş ve Medine'ye gerçekleştirdiği bu yolculuktan sonra Suudi Arabistan'da oturma izni alarak, hayatını orada yaşamaya karar vermiş... Daha sonra babası da Medine'de oturma arzusu duyunca işinden istifa ederek, ailecek Medine'ye yerleşmişler.. Peygamber efendimizin aşkı kendilerini dünya heveslerinden uzak etmişti.
Görevi nedeniyle gittiği Medine'ye bağlanan Ökten, 1960'tan sonra dokuz ay Suudi Arabistan'da, üç ay İstanbul'da kalarak çalışmalarını sürdürdü.
Dr. Ökten, babasının çevresinde yer alan ilim ve bilim dünyasından pek çok önemli isim olan Mehmed Zahid Kotku, Babanzade Ahmed Naim, Mehmed Ali Ayni, Mahir İz, Nurettin Topçu gibi bir döneme damgasını vurmuş ilim adamlarının hayatına yakinen şahit olmuş ve onların bilgisinden istifade eden Dr. Ayşe hakiki bir mücahidedir. Kalbinin naifliği dilinin tatlılığıyla bilinen Hümeyra Ökten Hicazda yaşayan biz Türk’lere annelik, candaşlık yapan severken sözlerinden düşen ıtırla bizlere herdaim nasihatlarda bulunmuştur.
Dar-ı bekâya irtihâl eyleyen değerli annemiz Celaleddin Ökten'in kerimesi, Mescid-i Nebevi müdavimi ve Peygamber (SAS) sevdalısı, bu muhabbet ile ömrünün büyük bir bölümünü Mekke ve Medine'de geçiren Hümeyra Ökten Hanımefendi, 1925'te İstanbul Fatih Atikali'de dünyaya gelmiştir. Babası Celaleddin Ökten, ülkemizde İmam Hatip mekteplerinin açılması hususunda büyük çaba göstermiştir.
Ayşe Hümeyra Ökten, yüksek tahsilini İstanbul Çapa Tıp Fakültesinde tamamlamış ve hekimlik hizmetine başlamıştı. Ökten, tahsil ve meslek hayatı boyunca inançlarından ve çalışkanlıktan ödün vermemiş ve zorluklarla mücadele etmiş İstanbul hanımefendiydi.
Ayşe Hümeyra Ökten, cumhuriyet döneminin ilk başörtülü doktoruydu. İlim sohbetlerinin yapıldığı bir evde büyüyen Ökten, hacca ilk kez 1960'ta görevli olarak gelmişti . Daha sonraları Peygamber Efendimiz'den kopamayan Ökten, oturma izni de alınca her sene gidip Mekke ve Medine'de kalmaya başlamıştı. 60 yıldır Peygamberimiz'e komşuluk eden Ökten, O'nun yanına gömülmeyi arzu ettiğini belirtmişti.
Ayşe Hümeyra Hanımın çok güçlü bir manevi seyri süluku da bulunmaktadır. Gönüller sultanı Mehmed Zahid Kotku ra Hocaefendinin hem talebesi hem doktoru olmuştur.
Yanında bulunan arkadaşları vefatından önceki son saatlerinde zikirle meşgul olduğunu ve hep istediği gibi Medine-i Münevvere'de Peygamber Efendimiz'in bicivarında vuslata eren değerli annemiz
sahabe gibi yaşamış istediği cennetül bakiye defnedilmiştir...
Fevziye Nuroğlu
Şule Yüksel Şenler
Ayşe Hümeyra Ökten
Ve hatırıma gelmeyen
Cumhuriyetin ilk kadın mücahideleri devrinin önderleri ruhunuz şad mekanınız cennet olsun inşaallah.
Rabbim beni ve tüm iman edenleride sizlere katsın inşaallah.
Diriliş de rûhânî hayatımıza göre tecellî edecektir. Cenâb-ı Hak buyuruyorki;
“Yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl parıldayacaktır.” (el-Kıyâme, 22)
Evet İşte gene o hadis tecelli ediyor.....
“Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz!..” (Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, V, 663
Dünya hayatı, insanoğlu için bir imtihan dershanesidir. Her insanı; meçhullerle dolu bir son nefes geçidi, ardından uzun bir kabir âlemi, akabinde de muazzam bir kıyâmet sabahı beklemekte…
Çok uzak gibi görünse de hepsi yarın kadar yakın....
MEKKENİN KOMŞUSU
