Koronavirüs salgını önlemleri kapsamında 17 günlük kısıtlamanın ardından yeniden kontrollü sosyal yaşam dün başladı.
Salgın kısıtlamaları Ramazan Bayramı’nı da kapsarken, bu bayramda sevdikleri ile kucaklaşamayan, mezarlıklara gidemeyenler, ekonomik yönden istediklerini alamayanların üzüntülerine başka üzüntüler de eklendi.
İsrail’in Filistin halkı üzerindeki katliamları Bayram günlerinde, yüreğinde insanlık sevgisi olanları üzdü. Arap ülkelerinin Filistin halkına yapılan zulme karşı seyirci kalırcasına tavırları yüreğinde insanlık erdemi taşıyanları üzdü.
Amerika’yı dost bilenler, yeri geldiğinde “dostum” diye konuşanlar Filistin halkının yanında yer alırken, “Dost bilinen ABD”nin İsrail’in yanında yer alması bir kez daha düşündürdü!
İsrail devlet zulmüne karşı devlet olarak gereken yaptırımlar, net tavırlar konulması yerine; “Kahrolsun, Katil İsrail, hesabı sorulacak!” gibi slogansı tepkilerle bu işin çözümleneceğini sananların tutumları yüreğinde insan sevgisi olanları üzdü.
Bayram günleri sadece Filistin halkının İsrail tarafından katledilmesine üzülmedi insanlar. Başka olaylar da yine Bayram günlerinde yaşandı.
Devlet içinde devlet oluşturmak veya başka bir deyimle “derin devlet” diye adlandırılan bazı gruplar ile kişiler arasında da ses borusu patlak verdi.
Alaattin Çakıcı için af çıkarılması ile cezaevinden sarıverilmesinin tartışmaları bitmeden, şimdi de Sedat Peker ismi gündeme yerleşti. Hem de Ramazan Bayramının ilk günlerinde alevlenen tartışmalar giderek boyutlarını genişletmeye başladı.
Sedat Peker’in kim olduğunu ayrıntıları ile anlatmaya gerek yok, onunla ilgili yazılı ve görsel olayları günlerdir takip ediyorsunuz umarım.
Birileri Peker’in canını acıtmış ve üzmüş olmalı ki Bayramlık ağzını açıverdi ve sesli görüntülerle yurt dışından yayınlara başladı.
Peker’in iddialarının uzantıları ve sözleri gerçekten dikkate alınması ve inceleme- soruşturma başlatılması gereken olaylar olarak değerlendirilmeli.
Muhalefetin 128 milyar doların nerede olduğunu sorması kadar önemli sayılabilir. Hatta iktidar partisinin İstanbul Büyükşehir belediye başkanı İmamoğlu’na “Kayıp atlar nerede?” sorusu Peker’in iddialarının yanında devede kulak bile sayılmaz.
Peker üzülünce, başkalarını da üzmeye başladı, bazılarının bayramları huzur içinde geçmedi.
Eski Bakanlardan Mehmet Ağar gündeme gelince akla Susurluk kazası geliyor. Siyasetçi-Polis-Mafya üçgeni olarak isimlendirilen Susurluk’taki kamyon ile lüks otomobilin kazası sonunda ortaya çıkan gelişmeleri anımsıyor insanlar.
Bu arada Ağar’ın Fetö ile görüşmeleri gündeme taşınırken, Ağar’ın “Fetö ile görüşmemde devletin haberi vardı” diye konuşması, devletin hangi yetkilisinin? Sorusu akla geliyor.
İçişleri Bakan Süleyman Soylu’nun da isminin açıklanması ile Peker’in gündemi epey meşgul edeceği düşünülüyor.
Bu arada Sedat Peker’in bir zamanlar gazete manşetlerine taşıdığı; “Oluk oluk kan akacak!” sözlerinden övgü ile sözeden bazı gazetelerin, bugünlerde iktidar yanlısı gazeteler olduğunu gördüğümüzde meslektaşlarımız adına üzülüyorum.
Kasetlerle insanları üzenler, yeni sıfat kazanma uğruna bir zamanlar üzdüklerini unuttuklarını sanabilirler ama, günün birinde birileri ortaya çıkar, yıllar öncesindeki bazı ilişkileri ortaya koyup; kucağındaki taşı ortaya dökebilirse, işte o zaman üzülenlerin sayıları ve zamanları belli olmayabilir….
Yorum Yazın