Bir yılı yine gerilerde bırakıyoruz, son ayın ilk haftasına da girdik, yaşamaya yaşıyoruz.
Aralık ayı, yılın vedalaştığı ay olarak bilinir. Ocak ile başlanır yeni bir yıla, ardından gelen gücük ay Şubat, derken Mart ayının soğukları ile devam eder gider ayların yaşanması.
Bu ayı gerilerde bırakırken, insanların kendilerini sorgulaması gereken günler olarak yorumluyorum.
11 ay boyunca nasıl yaşadığımızı, neler yaptığımızı, çevremize, canlılara, cansızlara ve insanlık alemine ne gibi yararlarımız, ne gibi de zararlarımızın olduğunun sorgulanması ile yeni bir yıla girilmeli bence.
2019 yılının ilk günlerinden başlamak üzere, 11 aylık süreçte yaptıklarınız, yapamadıklarınız, projeleriniz, hayata geçirilen ve geçirilemeyen projeleri düşünmeliyiz.
Düşüncelerimiz nelerdi, neler yapmak istedik te hangi etkenlerle yapamadık? Yaptıklarımız düşündüklerimiz miydi?
Kimleri kırdık, üzdük, kimler bizi kırdı veya üzdü? Kimlerle ne gibi işler yaptık veya yapmak istediğimiz halde yapamadık?
Çalışma koşulları içerisinde, yaşantımızın gerekli olduğu işleri yaparken çevremizdeki insanlara karşı nasıl davranış gösterdik?
Çevremizdeki insanların haklarına saygı gösterebildik mi, daha doğrusu ‘hak yedik mi?’ diye en önemli soruyu yeni yıl biterken kendimize sormamızın gerektiğine inanıyorum.
Bu dünyada şu veya bu şekilde bir çalışma durumu ile yaşamaya çalışıyor olabiliriz.
Yaptığımız işi severek veya az severek, ya da sevmeyerek te yapabiliriz. Her insanın ekmeğini kazanabilmesi için yaşam koşullarının başında iş yapması ve çalışması gelmektedir.
Önemli olan işini sağlıklı ve dürüst yapabilmek, alın teri ile ekmeğini kazanmanın mücadelesini vermekse eğer, bu konuda, çalışıyor iseniz farklı, çalıştırıyorsanız farklı ortam içerisindesiniz demektir.
Karşınızdan gelen insana selam verdikten sonra, önce iyi olup olmadığı söylenir. Bu sözcük sağlıklı anlamında sorulmaktadır. Ardından işleri ve ekonomik yaşamı ikinci soru olarak yöneltilir. Çoğunlukla iyilik, sağlık diye yanıt alırsınız. İkinci soruya gelindiğinde ise, eğer ekonomik olarak işi düzgün değilse, ‘dünya hali, geçinip gidiyoruz’ yanıtı ile karşılaşırsınız.
Birde, işinin olmasına rağmen, kesesi doymayanlar vardır ki, çeklerinden, senetlerinden, banka kredilerinden ve milyon liralarının hesabından size sözetmeye başlar. Oysa bu yanıtların yeri ve zamanı olmadığını karşısındaki insan ona anlatamaz.
Sabahleyin işyerinin önüne oturmuş çayını yudumlayan esnafın yanına gelen bir insan, selam verdikten sonra bir çay da kendisine söylenmesini ister.
Henüz çayı bile gelmeden başlar anlatmaya; “gezdiklerini, gördüklerini, harcadıklarını ve hayal dünyasında tasarladıklarını olmuş gibi anlatarak, sabahın erken saatlerinde esna arkadaşının beynini karıştırır” ardından çayını yudumladıktan sonra çekip giderken teşekkür bile etmez.
İnsanoğlu bir yılı gerilerde bırakıp, yeni bir yıla girerken geride kalan günlerin sorgusunu yapmalı, gelecek için eğer geçmişte hataları varsa onları yeni bir yıl ile birlikte yapmamaya dikkat etmelidir.
İnsanlık erdemi ve bu dünyadan göçüp gittikten sonra arkanızdan kötü bir imaj bırakmayı istemiyorsanız bunu yapmanız önemlidir. Saygılarımla…
