Uzmanından, deprem bölgelerindeki yer altı suları için rahatlatan açıklama

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yer altı sularının kirlendiği iddialarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Jeoloji Uzmanı Fahri Çelik, yer altı sularının kirlenmesinin mümkün olmadığını dile getirerek suların güvenli olduğunu ve içilebileceğini söyledi.

Jeoloji Uzmanı Fahri Çelik, büyük yıkıma neden olan 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yer altı sularının kirlendiği ve suların çekilmesinin depremi tetiklediği iddialarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Yer altı sularının kirlenmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını dile getiren Çelik, “Bilakis tam tersi yer altı suları çekildikçe daha da fazla artıyor. Depremlerde yer altı suyunun kirlenmesi veya kötü olma ihtimali sıfırdır. Çünkü deprem demek kayma demektir. Yani levhaların birbiriyle kaymasıdır. Sadece sular yer değiştirmiş. Su damarı yer değiştirmiş bunun dışında herhangi bir sıkıntı görünmüyor. Bütün deprem bölgelerinde şu an yer altı suyu güvenli ve içilebilir. Her yerde yapılabildiği kadar suyun çekilmesi gerekmektedir. Zaten su çekildikçe yeri dolar. Çekilmeyen su tuz olur ve bayatlayarak içilmez olur. Türkiye’de suların iyi çekildiği yerlerde sular tertemiz berrak. Su çekilmeyen bölgelerde su içilmiyor, faydasız değersiz bir şey olmuştur” dedi.

Yer altı sularının çekilmesinin depremi tetiklemediğini aktaran Çelik, suların çekilmesinin yıkıcı etkiliyi azalttığını ifade etti. Depremlerde binaların kötü malzeme ve yanlış statik gibi nedenlerle yıkıldığını vurgulayan Çelik, “Depremler fay hattında magmanın patlamasından oluşuyor. Magma bir iç çekirdek ve iç çekirdek şu anda kaynayan bir sıvıdır. Zamanı geldiği zaman patlar. Ve patladığı zaman da fay hattında bir kırık oluşur. Fay hattı kırık olduğu zaman bir yerde sarsıntı, çökme veya kayma olarak depremi hissediyoruz. Yer altı suları çekildiği zaman bilakis tam tersi depremin etkisini azaltıyor. Deprem bölgelerinde çiftçilerimiz yer altı sularını çekmeseydiler 50 bin değil 5 milyon insan hayatını kaybederdi. Çünkü binalar alüvyonal toprak üzerinde yapıldığı için sıvılaşma ile heyelan bir şekilde hepsi çökecekti. Şu an yer altı suları iyi çekilmiş. Ve sular iyi çekildiği için hiçbir binanın zemininde sıvılaşma olmadı. Bütün binalar kolonları zayıf, sahte demir, beton kullanıldığı ve statikleri yanlış olduğu için çökmüştür” ifadelerini kullandı.