© Copyright © 2004 Medya Gazete. Her hakkı saklıdır.

Kampta sakatlanıp spor yaşamı sona eren milli judocuyu ağlatan karar

Türkiye Ve Avrupa’da 50’ye Yakın Madalya Kazanan Milli Judocu Gülbeyaz Seviş’in Tedavi Edilmemesi Nedeniyle Spor Yaşamının Sona Ermesine Neden Olan Sakatlığıyla Ilgili Açılan Dava Sona Erdi. Cumhuriyet Savcısının Cezalandırılmasını Talep Ettiği Milli Takım Teknik Direktörü S.u. Ile Milli Antrenör E.d.’ye Verilen Beraat Kararı, Duruşmaya Avukatı Ve Kardeşinin Yardımıyla Katılabilen Gülbeyaz’a “hayatımda En çok Sevdiğim şey Spor Yapmaktı, Onu Elimden Aldılar” Diyerek Gözyaşı Döktürdü.

Türkiye ve Avrupa’da 50’ye yakın madalya kazanan milli judocu Gülbeyaz Seviş’in tedavi edilmemesi nedeniyle spor yaşamının sona ermesine neden olan sakatlığıyla ilgili açılan dava sona erdi. Cumhuriyet Savcısı’nın cezalandırılmasını talep ettiği milli takım teknik direktörü S.U. ile milli antrenör E.D.’ye verilen beraat kararı, duruşmaya avukatı ve kardeşinin yardımıyla katılabilen Gülbeyaz’a, "Hayatımda en çok sevdiğim şey spor yapmaktı, onu elimden aldılar" diyerek gözyaşı döktürdü.

2 kez Türkiye birinciliği, 1 kez Türkiye ikinciliği ve Avrupa üçüncülüğü kazanan milli judocu Gülbeyaz Seviş, Türkiye Judo Federasyonu tarafından 3-28 Şubat 2020 tarihleri arasında düzenlenen 25 günlük milli takım kampına davet edildi. İddiaya göre; antrenman sırasında sakatlanmasından itibaren 3 haftalık kamp boyunca kendisine basit veya nitelikli hiçbir tıbbi müdahalede bulunulmayan Gülbeyaz, sakat olmasına rağmen maça çıkmaya zorlandı. Kanunen zorunluluk olmasına rağmen kamp başlangıcında sigortası yapılmayan Gülbeyaz için kampın son günlerini ve sonrasını kapsayan 29 Şubat-4 Mart 2020 tarihleri arasında geçerli bir sigorta poliçesi düzenlendi. Menisküs yırtılması ve ön çapraz bağlarının kalıcı işlev kaybı teşhisi konulan Gülbeyaz Seviş, ailesinin kısıtlı imkanlarıyla ameliyat oldu. Spor yaşamı sona eren Gülbeyaz, sorumlulara karşı hukuk mücadelesi başlattı. Ailenin, Türkiye Judo Federasyonu, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile tüm sorunluların yargılanması talebiyle açtığı dava dosyasını inceleyen mahkeme heyeti, sadece milli takım teknik direktörü S.U. ile milli antrenör E.D.’yi sürece dahil etti. Davanın geçtiğimiz aylarda görülen 7. duruşmasında ilk kez ifade veren, Gülbayaz’ın kampta yaşadığı sakatlık ve sonrasında gelişen olaylara şahit olan gizli tanığın söyledikleri duruşmanın seyrini değiştirdi. Soruşturma kapsamında mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, beyanlar, katılan iddiası, doktor raporları ve tanık beyanları doğrultusunda milli takım teknik direktörü S.U. ile milli antrenör E.D.’nin ’Taksirle adam yaralama’ suçundan cezalandırılmasını talep etti.

Davanın Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen 8. duruşmasına milli sporcu Gülbeyaz Seviş, avukatı ve ablasının yardımıyla yürüyerek katıldı. Taraf avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmada mütalaasını okuyan Cumhuriyet Savcısı, ’Etkisi basit tıbbi müdahale ile giderilemez’ ölçüde yaralanmaya sebebiyet vermekle suçlanan sanıklara 2’şer yıla kadar hapis ve para cezası verilmesini ve ayrıca meslekten men edilmelerini talep etti. Taraflardan son sözlerini dinleyen mahkeme heyeti, yüklenen suç açısından kast veya taksirlerinin bulunmadığına hükmederek her iki sanığın da beraatına karar verdi.

"Annem çevremizden borç alarak beni ameliyat ettirdi"

Büyük umutlarda girdiği duruşma salonundan gözyaşları içerisinde çıkan Gülbeyaz Seviş, "Eskiden milli sporcuydum. 2020 yılında milli takım kampında sakatlandım. Benimle ilgilenmediler, maça girmek zorunda bırakıldım. Maçtan pes edip çıktıktan sonra bana ’Hadi Denizli’ye git, tedavini ol’ denildi. 8 yıllık milli sporcu olarak benimle hiç kimse ilgilenmedi. Hocalarımı arayarak yardım istedim, maddi durumumun olmadığını söyledim. Bir de benim sakatlığımı örtmeye çalıştılar. Annemin çevremizden borç almasıyla ameliyatımızı yaptırdık. Daha sonra beni takımdan attıkları haberini aldım. Ankara’da Türkiye Olimpiyat Merkezi’ne girmeye hak kazanmıştım, onun da iptal olduğunu öğrendim. Spor hayatım bitti. Hayatımda en çok sevdiğim şey spor yapmaktı, onu elimden aldılar. En önemlisi sağlığımı elimden aldılar. Şu an hiç kimse yardım etmiyor. Bugün duruşmaya gelirken, ’İnşallah davayı kazanacağız’ diye düşünüyordum. Çünkü savcı mütalaayı bizim lehimizde vermişti. Hakimin kararını duyunca şoka uğradım. Gerçekten artık kazanmak istiyorum. Çok yoruldum" dedi.

"Türk hukuk tarihinde eşine zor rastlanır bir durum"

Karara bir üst mahkemeye başvurarak itiraz edeceklerini kaydeden Gülbeyaz’ın avukatı Fersu Ege Kandemir ise, "Gülbeyaz’ın hak arayışı taksirle adam yaralama suçundan sanıklara iddianame hazırlanmasıyla başladı. Savcımız yargılama boyunca bizden yana davrandı. Talepleri bu yönde oldu. İddia makamının mütalaası da sanıkların yargılanması yönündeydi. Türk Ceza Kanununun 89/1 fıkrası gereğince sanıkların ’Taksirle adam yaralama’ suçundan yargılanmalarını talep etti. Şu an karar verildi. Hakim, savcının mütalaasına aykırı karar verdi. Türk hukuk tarihinde eşine zor rastlanır bir durum. Hakimin, savcının mütalaasına aykırı karar vermesi nadiren görülür. Belki de bilinmeyen farklı durumlar meseleyi bu boyuta taşımıştır. Hak arama mücadelemize devam edeceğiz. Antalya Bölge İdare Mahkemesi dahil tüm yasal yollara başvuracağız. Türkiye birincisi, Avrupa ikincisi ve 350 madalya sahibi Gülbeyaz, bu hukuk mücadelesinin sonunda kazanacağı kutlu zaferle galibiyetlerine bir yenisi daha ekleyecektir. Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu’nun 23. maddesine göre milli takım sporcuları kamp sürecinin başlangıcından, kendi ikametgahlarına gidinceye kadar özel sigorta sistemiyle sigortalanır. Judo Federasyonu ve Denizli yerelindeki yetkililer, Gülbeyaz’ı sigortalamamışlar. Sadece müsabaka bitiminden evine varış tarihi olan 29 Şubat ile 3 Mart arasında sigortalamışlar. Normalde 2 Şubat ile 3 Mart arasında sigortalanması gerekirken. Bu nedenle sigortalanmayan Gülbeyaz, sonrasındaki mustarip olduğu sakatlanma nedeniyle sağlık hizmetlerini kendi kısıtlı imkanlarıyla sağlamak zorunda kalmıştır" ifadelerini kullandı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER