Abone ol
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 7. Bölge Müdürlüğü, Osmaniye Şubesi’nce “Dünya sulak alanlar günü” nedeniyle bir açıklama yapıldı.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 7. Bölge Müdürlüğü, Osmaniye Şubesi’nce “Dünya sulak alanlar günü” nedeniyle bir açıklama yapıldı.
Osmaniye Şube Müdür vekili Oktay Deniz, “Dünya sulak alanlar günü” nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi:
“Sulak Alan; Tabii veya suni, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gelgit hareketlerinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen derinlikleri kapsayan, başta su kuşları olmak üzere canlıların yaşama ortamı olarak önem taşıyan bütün sular, bataklık, sazlık ve turbiyeler ile bu alanların kıyı kenar çizgisinden itibaren kara tarafına doğru ekolojik açıdan sulak alan kalan yerleri, olarak tanımlanmaktadır.
Sulak alanlar, yerli ve kıtadan kıtaya göç eden milyonlarca göçmen kuşun okyanusları aşmadan önce yumurtlama, yavru çıkarma ve mevsimlik yaşama yerleri olduğu için, ekolojik açıdan son derece önemli habitatlardır.
Ülkemizin de 17 Mayıs 1994’ ten itibaren resmen taraf olduğu ve Ramsar Sözleşmesi olarak da bilinen "Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi" 1971 yılı Şubat ayında İran’ın Ramsar kentinde imzalanmıştır. Sözleşmenin imzalandığı 2 Şubat tarihi, sulak alanların korunmasının önemini kamuoyunun dikkatini çekmek üzere 1997 yılından bu yana “Dünya Sulak Alanlar Günü” olarak kutlanmaya başlanmıştır.
Sulak Alanlar; ekolojik doğal döngü zincirinin en önemli halkası olmakla birlikte, flora ve fauna’nın yaşam ortamları ve yeryüzündeki su rejiminin merkezidir. Zincir halkasından birini kopardığınızda doğal denge de bozulacaktır.
Ayrıca; sulak alanlar yeraltı sularının zenginleşmesinde de önemli rol oynamakta, doğal taşkın kontrolü görevini de üstlenmekte, barındırdığı flora, fauna çeşitliliğinin yanı sıra oluşturduğu doğal güzelliklerle son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde de hızla gelişerek önemli bir olgu haline gelen insanlarımızın doğa ile iç içe olmasına ve günlük hayatın stresinden uzaklaşmasına imkan veren tabiat turizmi ve rekreasyonel faaliyetlerin temel yapı taşını teşkil etmekte, bulunduğu yöre halkına ve ülke ekonomisine azımsanmayacak derecede katkı sağlamaktadır. Su yaşamsal bir kaynak, sulak alanlarımız ise en önemli doğal peyzaj alanlarımızdandır.
Sulak Alanlarımızın korunmasının artan bir hayat kalitesi sağlayacağının bilinmesi gerektiği, bu günde toplumun her kesimi ile gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünyanın bırakılması için “2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü” önemine binaen sulak alanlarımıza gerekli değeri vermeli ve sahip çıkmalıyız.”
Osmaniye Şube Müdür vekili Oktay Deniz, “Dünya sulak alanlar günü” nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi:
“Sulak Alan; Tabii veya suni, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gelgit hareketlerinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen derinlikleri kapsayan, başta su kuşları olmak üzere canlıların yaşama ortamı olarak önem taşıyan bütün sular, bataklık, sazlık ve turbiyeler ile bu alanların kıyı kenar çizgisinden itibaren kara tarafına doğru ekolojik açıdan sulak alan kalan yerleri, olarak tanımlanmaktadır.
Sulak alanlar, yerli ve kıtadan kıtaya göç eden milyonlarca göçmen kuşun okyanusları aşmadan önce yumurtlama, yavru çıkarma ve mevsimlik yaşama yerleri olduğu için, ekolojik açıdan son derece önemli habitatlardır.
Ülkemizin de 17 Mayıs 1994’ ten itibaren resmen taraf olduğu ve Ramsar Sözleşmesi olarak da bilinen "Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi" 1971 yılı Şubat ayında İran’ın Ramsar kentinde imzalanmıştır. Sözleşmenin imzalandığı 2 Şubat tarihi, sulak alanların korunmasının önemini kamuoyunun dikkatini çekmek üzere 1997 yılından bu yana “Dünya Sulak Alanlar Günü” olarak kutlanmaya başlanmıştır.
Sulak Alanlar; ekolojik doğal döngü zincirinin en önemli halkası olmakla birlikte, flora ve fauna’nın yaşam ortamları ve yeryüzündeki su rejiminin merkezidir. Zincir halkasından birini kopardığınızda doğal denge de bozulacaktır.
Ayrıca; sulak alanlar yeraltı sularının zenginleşmesinde de önemli rol oynamakta, doğal taşkın kontrolü görevini de üstlenmekte, barındırdığı flora, fauna çeşitliliğinin yanı sıra oluşturduğu doğal güzelliklerle son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde de hızla gelişerek önemli bir olgu haline gelen insanlarımızın doğa ile iç içe olmasına ve günlük hayatın stresinden uzaklaşmasına imkan veren tabiat turizmi ve rekreasyonel faaliyetlerin temel yapı taşını teşkil etmekte, bulunduğu yöre halkına ve ülke ekonomisine azımsanmayacak derecede katkı sağlamaktadır. Su yaşamsal bir kaynak, sulak alanlarımız ise en önemli doğal peyzaj alanlarımızdandır.
Sulak Alanlarımızın korunmasının artan bir hayat kalitesi sağlayacağının bilinmesi gerektiği, bu günde toplumun her kesimi ile gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünyanın bırakılması için “2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü” önemine binaen sulak alanlarımıza gerekli değeri vermeli ve sahip çıkmalıyız.”
Yorum Yazın