Abone ol
MHP Osmaniye Milletvekili Ruhi Ersoy, “Yargıtay’ın Sivas’a taşınma sebebi bugün daha da anlam kazanmıştır!”dedi.
MHP Osmaniye Milletvekili Ruhi Ersoy, “Yargıtay’ın Sivas’a taşınma sebebi bugün daha da anlam kazanmıştır!”dedi.
MHP MYK Üyesi ve Osmaniye Milletvekili Doç. Dr. Ruhi Ersoy, TBMM genel kurulunda Danıştay Kanunu hakkında konuştu.
Ersoy, konuşmasına kuvvetler ayrılığı ilkesinin önemine değinerek başladı. Ersoy, “yasama-yürütme-yargı kuvvetler ayrılığı, demokrasi, parlamenter sistem ve yönetim erki açısından insanlığın gelmiş olduğu ortak akılla yönetim şeklinin bir ifadesi ve tezahürüdür, bugün Türkiye'de tartışılan temel problem, bu erklerin kuvvetler birliğine dönüştürülerek bir sorun yaşanmasıyla ilgili örneklerden hareketle tehlikeler dile getiriliyor” dedi.
Ersoy konuşmasına Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş iradesindeki hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığına verilen öneme değinerek devam etti. Ersoy, Cumhuriyetin ilk yıllarında Yargıtay’ın siyasetten uzak kalması, etkilenmemesi için Sivas’a taşındığını belirterek, bu anlayışın bu günlerde çok anlamlı olduğunu ifade etti.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki bu durumdan hareketle, ister muhalefet olsun ister hükümet olsun kanun yapıcıların Türk Kültüründeki adalet kavramı ile İslam İnancındaki adalet anlayışını çok iyi bilmeleri gerektiğini belirten Ersoy, Nisa Suresi 135.ayeti ve Kutadgu Bilig’ten bir bölümü alıntılayarak Türk İslam Medeniyetindeki adalet anlayışına vurgu yaptı.
Ersoy, Türk kültürünün temel kaynaklarını, İslam ahlakının temel anlayışını argüman geliştirmek için, siyaseten, siyaset sahnesinde, seçim meydanlarında veyahut da mitinglerde birbirimize propaganda yaparken değil, bu kaynaklardaki ahlak anlayışını önce kendi nefsimize, sonra hâkim olduğumuz alanlara sindirebilmek temel şiar olmalıdır dedi.
Söz konusu referans kaynaklarından beslenerek bireysel ahlak anlayışına dönüşmesi, bunun bir sosyal ahlak nizamını oluşturması fakat dini siyasete alet etmeden, yönetim anlayışının dünyevi olduğu gerçeğini, seküler olduğu gerçeğini de unutmadan; iktidarı, muhalefetiyle beraber, bu ince çizgiye dikkat ederek bu konulara yaklaşılması gerektiğini vurguladı.
Konuşmasının sonunda Ersoy, “üzerinde tartıştığımız Danıştay Kanunu'nun memleketimiz için, milletimiz için temel ahlak ilkelerine uygun, adil bir yönetim anlayışına vesile olmasını diliyoruz. Ne kadar vesile olur bilemiyoruz. Onu yaşayarak göreceğiz tabii. Ama ne olur dilimiz başka, kalbimiz başka olmasın” diyerek sözlerini sonlandırdı.
MHP MYK Üyesi ve Osmaniye Milletvekili Doç. Dr. Ruhi Ersoy, TBMM genel kurulunda Danıştay Kanunu hakkında konuştu.
Ersoy, konuşmasına kuvvetler ayrılığı ilkesinin önemine değinerek başladı. Ersoy, “yasama-yürütme-yargı kuvvetler ayrılığı, demokrasi, parlamenter sistem ve yönetim erki açısından insanlığın gelmiş olduğu ortak akılla yönetim şeklinin bir ifadesi ve tezahürüdür, bugün Türkiye'de tartışılan temel problem, bu erklerin kuvvetler birliğine dönüştürülerek bir sorun yaşanmasıyla ilgili örneklerden hareketle tehlikeler dile getiriliyor” dedi.
Ersoy konuşmasına Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş iradesindeki hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığına verilen öneme değinerek devam etti. Ersoy, Cumhuriyetin ilk yıllarında Yargıtay’ın siyasetten uzak kalması, etkilenmemesi için Sivas’a taşındığını belirterek, bu anlayışın bu günlerde çok anlamlı olduğunu ifade etti.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki bu durumdan hareketle, ister muhalefet olsun ister hükümet olsun kanun yapıcıların Türk Kültüründeki adalet kavramı ile İslam İnancındaki adalet anlayışını çok iyi bilmeleri gerektiğini belirten Ersoy, Nisa Suresi 135.ayeti ve Kutadgu Bilig’ten bir bölümü alıntılayarak Türk İslam Medeniyetindeki adalet anlayışına vurgu yaptı.
Ersoy, Türk kültürünün temel kaynaklarını, İslam ahlakının temel anlayışını argüman geliştirmek için, siyaseten, siyaset sahnesinde, seçim meydanlarında veyahut da mitinglerde birbirimize propaganda yaparken değil, bu kaynaklardaki ahlak anlayışını önce kendi nefsimize, sonra hâkim olduğumuz alanlara sindirebilmek temel şiar olmalıdır dedi.
Söz konusu referans kaynaklarından beslenerek bireysel ahlak anlayışına dönüşmesi, bunun bir sosyal ahlak nizamını oluşturması fakat dini siyasete alet etmeden, yönetim anlayışının dünyevi olduğu gerçeğini, seküler olduğu gerçeğini de unutmadan; iktidarı, muhalefetiyle beraber, bu ince çizgiye dikkat ederek bu konulara yaklaşılması gerektiğini vurguladı.
Konuşmasının sonunda Ersoy, “üzerinde tartıştığımız Danıştay Kanunu'nun memleketimiz için, milletimiz için temel ahlak ilkelerine uygun, adil bir yönetim anlayışına vesile olmasını diliyoruz. Ne kadar vesile olur bilemiyoruz. Onu yaşayarak göreceğiz tabii. Ama ne olur dilimiz başka, kalbimiz başka olmasın” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Yorum Yazın