Ersoy, 2018 Bütçe görüşmelerinde konuştu

MHP MYK Üyesi ve Osmaniye Milletvekili Doç. Dr. Ruhi Ersoy, 2018Bütçe görüşmeleri kapsamında MHP grubu adına Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) ve Diyanet İşleri Başkanlığı bütçeleri ile ilgili olarak konuştu.

Ersoy, ağırlıklı olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yurt içi ve yurt dışı politikalarına değindiği konuşmasında, FETÖ- DEAŞ gibi yapılanmalara karşı Diyanet İşleri Başkanlığının daha etkili çalışması gerektiğini vurguladı.

Diyanet’in FETÖ ve DEAŞ raporlarında önemli tespitleri olduğunu belirten Ersoy, radikalleştiren veya ötekileştiren sözde din yorumlarına karşı aklı ve ilimi esas alan Matüridilik geleneğinden yararlanılması gerektiğini belirtti.

Ersoy, 11 Eylül sonrası artan İslamofobi’nin bahane edilerek İslâm dünyası üzerinde hesap yapan küresel güçler olduğunu, bugün karşımıza çıkan Kudüs meselesinin de bu durumdan ayrıca düşünülemeyeceğini söyledi.

Ersoy, İslâm coğrafyası üzerindeki sorunlar karşısında Diyanet İşleri Başkanlığı’na daha fazla iş düştüğünü belirterek, kurumun değerler eğitimi konusunda Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı gibi kurumlarla koordineli çalışması gerektiğini belirtti.

Ersoy, dini magazin alanından, popüler kültürün bir parçası gibi göstermekten kurtartmak gerektiğini belirterek, ekranlarda sadece semboller üzerinden muhafazakarlık yapanların yerine mütedeyyin, hasbi insanlar üzerinden samimiyet içerikli mesajların doğru şekilde verilmesi gerektiğini belirtti.

Ersoy, “Kudüs'te nöbetini tutmaya devam eden Hasan Onbaşı'lar, Medine'yi muhafaza eten Fahrettin Paşa'ları bu topraklarda yetiştirmeye devam edeceksek aklı ve ilmi esas alan inanç ile yol yürümeliyiz” dedi.

Diyanet çalışanlarının özlük haklarına da değinen Ersoy, 4/C’li görevlilerin 4/B’ye geçirilmesini ve çalışanlar arasındaki farklı kadro uygulamalarının son bulmasını istedi.

AFAD kurumu ile ilgili olarak, Türk kültür ve medeniyetinin gereği mazlumun yanında olmak devlet ve millet olarak görevimizdir diyen Ersoy, kurumun yoğun ve başarılı çalışmalarının yanında şeffaflık ve denetlenebilirliğinin sağlanması gerektiğini söyledi.

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ile ilgili olarak da Ersoy, kurumun bir an önce çalışmalara başlaması gerektiğini, kuruma büyük işler düştüğünü söyledi.

Dört yüz yıl o Kudüs’e hâkim değil hadim olan, ecdadın yönetim anlayışı insanlığın ortak huzuru için çok önemlidir diyen Ersoy, BATI’nın insan hakları konusundaki ikiyüzlü tavrını eleştirdi.

“Olimpos Dağı’nın çocukları Hira Dağı’nın çocuklarını kabullenmeyecektir” diyen Cemil Meriç’i hatırlatan Ersoy, “Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman Türk İslâm Medeniyetinin çocukları emperyalistlerin oyununu bozacaktır” diyerek sözlerini sonlandırdı.