Abone ol
Osmaniye’de çekimi devam eden “Dokuz Sütun, Bir Osmaniye” isimli belgesel filmin konuğu, Gazetemizin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Yeni Bakış Gazetesi kurucusu Mustafa Bardak oldu.
Osmaniye’de çekimi devam eden “Dokuz Sütun, Bir Osmaniye” isimli belgesel filmin konuğu, Gazetemizin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Yeni Bakış Gazetesi kurucusu Mustafa Bardak oldu.
Osmaniye kent tarihinin yerel medya mensuplarının tanıklığı ile anlatıldığı “Dokuz Sütun, Bir Osmaniye” isimli belgesel filmin çekimleri Osmaniye Kent Müzesi’ndeki Basın bölümünde gerçekleşti.
Osmaniye yerel medya tarihinin sergilendiği bölümde yapılan çekimlerde Gazeteci Bardak 40 yıllık meslek hayatında tanık olduğu olayları bütün içtenliği ile anlattı. Meslek hayatına elle dizgi yaparak başlayan Mustafa Bardak halen kendi gazetesinin tasarımı dahil tüm işlerini kendisi yürütüyor.
“30 YILDIR YAPILMAYAN KÖPRÜ İÇİN DAYAK YEDİM”
Mustafa Bardak gazeteciliğinin yanı sıra aynı zamanda kitap yayınlayan ve bir çok ödüller alan Gazeteci ve Şair. Aynı zamanda da Osmaniye Ozanlar Şairler Yazarlar Derneği’nin Yönetim kurulu başkanlığını yürütüyor.
Osmaniye ve doğaya olan sevdasıyla da tanınan Mustafa Bardak yaşadığı ilk saldırı olayını şöyle anlattı; “Dereobası köyü (benim köyüm) ile ilgili bir haber yapmıştım. Karaçay üzerine yapılması planlanan köprü ödeneğinin birileri tarafından usulsüz harcanması konusunu Hakikat gazetesinde haber yapmıştım. Haberin gazetede yayınlanması ile ertesi gün Dereobası’na dönerken yolum kesildi ve bu haberden rahatsız olan bir grup bana saldırdı. Gözümü hastanede açtım. Uğruna dayak yediğim o köprü yapıldı, ama üç yıl sonrasında da yıkıldı. Bugünlere geldiğimizde aradan 30 yıl geçmesine rağmen yıkılan köprünün yerine yenisi yapılmadı.
İLK MİLLİ PİYANGO MİLYARDERİNİ BEN HABER YAPTIM.
Türkiye’nin ilk Milli Piyango milyarderi Muhasebeci Şahin Sarı’nın haberini de yapan ve bu haberle de yılın en iyi haber fotoğraf ödülünü kazanan Mustafa Bardak o yılları şöyle anlattı:“İlk Milli Piyango milyarderinin Osmaniye’den çıkması ile bütün gözler Osmaniye’ye çevrilmişti. İlginç olan o milyarder benim işyeri komşum Şahin Sarı idi. Sabah erkenden gidip Şahin Sarı’nın evinde ailesiyle fotoğrafını çekip, “Sakin karşıladı” başlıklı haberim ulusal basında yeralmıştı. O yıl bu haber fotoğrafımla yılın fotoğraf ödülünü kazanmıştım”
DEVRİM Mİ? İNKILAP MI?
12 Eylül 1980 Askeri ihtilalinde yaşadıklarını da anlatan Bardak, o döneme ait olarak; “12 Eylül sabahı evimden apar topar alınarak askeriyeye götürüldük. Yanımda benden büyük Gazeteci abilerim de vardı. Açıkçası ne olduğunu anlamamıştım. Askeriyeye vardığımızda, Sokağa çıkma yasağının bulunduğu, gazete çıkaramayacağımız bize anlatıldıktan sonra, evlerimize gitmemiz istendi. Sokağa çıkma yasağının kaldırılması ile gazeteler yayında başladığında ise, gazetenin her sayfasını elle dizgi yapıp bir adet bastıktan sonra askeri yetkiliye götürüp okuduktan sonra yeniden matbaaya gelip baskısını yapıyorduk. Yazı veya haberlerimizin askeri yetkili tarafından onaylanmaması halinde istedikleri gibi değişiklik yaptıktan sonra baskısını yapıyorduk. O dönem “Atatürk ve Devrimleri “ konulu bir şiir yarışması düzenlemek istedik. Onay için yine askeriyenin yolunu tuttuk komutan haberi okur okumaz hışımla bana döndü ve sert bir ifadeyle; “Nedir bu Devrim kelimesi! Ne demek istiyorsun Biz Devrim mi yaptık şimdi! Bu kelimeyi çıkarıp yerine ‘İnkılap’ yazacaksın!”diye bağırdı. Devrim ile İnkılap sözcüğünün aynı olduğunu söylemek istediğimde ise karşımdaki rütbeli askerin gür sesi ile susmuştum. Matbaaya gelerek ‘devrim’ sözcüğünü çıkarıp ‘İnkılap’ olarak değiştirdikten sonra gazeteyi bastık.”diye konuştu.
Belediye Başkanı Musa Şahin’in su da boğulma olayının ardından yapılan ara seçim öncesi Osmaniye’nin İl olması, seçim sürecinde yaşananlar, İlk İl Belediye Başkanı Mehmet Gürbüz’ün sakallı olduğu için Askeri Gazinodan askerler tarafından çıkarılması olayları da yine belgesel içerisinde yer aldı.
Gazeteciliğin zorluklarından sözeden Bardak, 19 yıldır uluslararası olarak devam eden “Ekmek Ödüllü Şiir Yarışması” ile meslekle ilgili Osmaniye’deki önemli olaylara değinirken, çekimler yaklaşık 3 saat sürdü.
Osmaniye kent tarihinin yerel medya mensuplarının tanıklığı ile anlatıldığı “Dokuz Sütun, Bir Osmaniye” isimli belgesel filmin çekimleri Osmaniye Kent Müzesi’ndeki Basın bölümünde gerçekleşti.
Osmaniye yerel medya tarihinin sergilendiği bölümde yapılan çekimlerde Gazeteci Bardak 40 yıllık meslek hayatında tanık olduğu olayları bütün içtenliği ile anlattı. Meslek hayatına elle dizgi yaparak başlayan Mustafa Bardak halen kendi gazetesinin tasarımı dahil tüm işlerini kendisi yürütüyor.
“30 YILDIR YAPILMAYAN KÖPRÜ İÇİN DAYAK YEDİM”
Mustafa Bardak gazeteciliğinin yanı sıra aynı zamanda kitap yayınlayan ve bir çok ödüller alan Gazeteci ve Şair. Aynı zamanda da Osmaniye Ozanlar Şairler Yazarlar Derneği’nin Yönetim kurulu başkanlığını yürütüyor.
Osmaniye ve doğaya olan sevdasıyla da tanınan Mustafa Bardak yaşadığı ilk saldırı olayını şöyle anlattı; “Dereobası köyü (benim köyüm) ile ilgili bir haber yapmıştım. Karaçay üzerine yapılması planlanan köprü ödeneğinin birileri tarafından usulsüz harcanması konusunu Hakikat gazetesinde haber yapmıştım. Haberin gazetede yayınlanması ile ertesi gün Dereobası’na dönerken yolum kesildi ve bu haberden rahatsız olan bir grup bana saldırdı. Gözümü hastanede açtım. Uğruna dayak yediğim o köprü yapıldı, ama üç yıl sonrasında da yıkıldı. Bugünlere geldiğimizde aradan 30 yıl geçmesine rağmen yıkılan köprünün yerine yenisi yapılmadı.
İLK MİLLİ PİYANGO MİLYARDERİNİ BEN HABER YAPTIM.
Türkiye’nin ilk Milli Piyango milyarderi Muhasebeci Şahin Sarı’nın haberini de yapan ve bu haberle de yılın en iyi haber fotoğraf ödülünü kazanan Mustafa Bardak o yılları şöyle anlattı:“İlk Milli Piyango milyarderinin Osmaniye’den çıkması ile bütün gözler Osmaniye’ye çevrilmişti. İlginç olan o milyarder benim işyeri komşum Şahin Sarı idi. Sabah erkenden gidip Şahin Sarı’nın evinde ailesiyle fotoğrafını çekip, “Sakin karşıladı” başlıklı haberim ulusal basında yeralmıştı. O yıl bu haber fotoğrafımla yılın fotoğraf ödülünü kazanmıştım”
DEVRİM Mİ? İNKILAP MI?
12 Eylül 1980 Askeri ihtilalinde yaşadıklarını da anlatan Bardak, o döneme ait olarak; “12 Eylül sabahı evimden apar topar alınarak askeriyeye götürüldük. Yanımda benden büyük Gazeteci abilerim de vardı. Açıkçası ne olduğunu anlamamıştım. Askeriyeye vardığımızda, Sokağa çıkma yasağının bulunduğu, gazete çıkaramayacağımız bize anlatıldıktan sonra, evlerimize gitmemiz istendi. Sokağa çıkma yasağının kaldırılması ile gazeteler yayında başladığında ise, gazetenin her sayfasını elle dizgi yapıp bir adet bastıktan sonra askeri yetkiliye götürüp okuduktan sonra yeniden matbaaya gelip baskısını yapıyorduk. Yazı veya haberlerimizin askeri yetkili tarafından onaylanmaması halinde istedikleri gibi değişiklik yaptıktan sonra baskısını yapıyorduk. O dönem “Atatürk ve Devrimleri “ konulu bir şiir yarışması düzenlemek istedik. Onay için yine askeriyenin yolunu tuttuk komutan haberi okur okumaz hışımla bana döndü ve sert bir ifadeyle; “Nedir bu Devrim kelimesi! Ne demek istiyorsun Biz Devrim mi yaptık şimdi! Bu kelimeyi çıkarıp yerine ‘İnkılap’ yazacaksın!”diye bağırdı. Devrim ile İnkılap sözcüğünün aynı olduğunu söylemek istediğimde ise karşımdaki rütbeli askerin gür sesi ile susmuştum. Matbaaya gelerek ‘devrim’ sözcüğünü çıkarıp ‘İnkılap’ olarak değiştirdikten sonra gazeteyi bastık.”diye konuştu.
Belediye Başkanı Musa Şahin’in su da boğulma olayının ardından yapılan ara seçim öncesi Osmaniye’nin İl olması, seçim sürecinde yaşananlar, İlk İl Belediye Başkanı Mehmet Gürbüz’ün sakallı olduğu için Askeri Gazinodan askerler tarafından çıkarılması olayları da yine belgesel içerisinde yer aldı.
Gazeteciliğin zorluklarından sözeden Bardak, 19 yıldır uluslararası olarak devam eden “Ekmek Ödüllü Şiir Yarışması” ile meslekle ilgili Osmaniye’deki önemli olaylara değinirken, çekimler yaklaşık 3 saat sürdü.
Yorum Yazın