Abone ol
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Osmaniye’de Sivil toplum kuruluşları ile bir araya geldi.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Osmaniye’de Sivil toplum kuruluşları ile bir araya geldi.
Kentteki bir düğün salonunda konuşan Bakan Çelik, devletin gücünün, demokrasi ve ekonomilerinin gücüyle, üretimleri ve Ar-Ge faaliyetleriyle ölçüldüğünü söyledi.
Bakan Çelik konuşmasında; “Tıpkı Çanakkale gibi, 1923'te cumhuriyeti ilan etmemiz gibi, bu FETÖ'ye karşı verdiğimiz aziz mücadelenin de milleti millet yapan dönüm noktalarından biri olarak tarihe geçeceğine eminim. Şehitlerimize ebedi rahmet diliyor, gazilerimize sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Burada gösterdiğimiz dayanışma, bu topraklarda bir millet olduğunun ispatı oldu.
İstikrarlı bir yönetim ve performanslı bir hükümet çabası ortaya koyduğumuz zaman, bu milletin alın teri ve emeği, ülkenin müteşebbisinin ve sivil toplum örgütlerinin ortaya koyduğu performans, bu ülkeyi huzurlu ve güçlü yapmaya, refahının arttırmasına, dünyada sözünün güçlü olmasına yetiyor.
Halkın yetkisi arttıkça Türkiye’nin demokrasisi ve ekonomisi güçlendi. Halkın yetkisinin zayıfladığı durumlarda ise Türkiye’nin demokrasisi de ekonomisi de zayıfladı. Yani rejimin esası cumhuriyettir, cumhurun esası cumhurdur. Rejim değişikliği, cumhuriyetin içinden cumhuru çalmaktır. Cumhuriyetin içinde cumhurun yetkisi azaltılıyorsa, rejim değişikliği olur."dedi.
Anayasa değişikliğinin 16 Nisan'da kabul edilmesiyle hükümetin kurulması için parçalı bir koalisyon yerine bir partinin yüzde 50'nin üzerinde oy alması gerektiğini ifade eden Çelik, farklı görüşteki kişilerin uzlaşmasıyla bu iktidarın öne çıkacağını, yüksek bir uzlaşma gerekeceğini söyledi.
Çelik, "Millet asli iktidardır, tali iktidar değildir. Asli iktidar olan milletten güvenoyu alan birinin de tekrar Mecliste düşürülmesi tekrar güvenoyu verilmemesi gibi bir şey söz konusu olmayacaktır." diye konuştu.
Dünyada kutupların yer değiştiğini, ABD'nin serbest ticaret aleyhine, Çin’de ise küreselleşme taraftarı söylemler yapıldığını, Avrupa’nın dağılmasından söz edildiğini ifade eden Çelik, "Bütün bu fırtınalı suların ortasında bizim görevimiz biricik göz bebeğimiz olan Türkiye Cumhuriyeti’ni bu uluslararası sularda ustaca yüzdürmektir. Ustaca geleceğe hazırlamaktır. O sebeple yönetim krizlerine herhangi bir tahammülümüz yoktur. Bu yönetim krizlerini ortadan kaldıracak bir modele geçmemiz lazım. Bizim önümüze bakmamız lazım. Kendi krizlerimizde boğulmamız lazım. Türkiye’yi G20 içinde ilk 10, ilk 5 ülkenin arasına sokmamız lazım. Türkiye’nin demokrasisini, ekonomisini, sosyal hayatını güçlendirmemiz lazım. O sebeple bu, önümüzde bir fırsattır."diye konuştu.
Kentteki bir düğün salonunda konuşan Bakan Çelik, devletin gücünün, demokrasi ve ekonomilerinin gücüyle, üretimleri ve Ar-Ge faaliyetleriyle ölçüldüğünü söyledi.
Bakan Çelik konuşmasında; “Tıpkı Çanakkale gibi, 1923'te cumhuriyeti ilan etmemiz gibi, bu FETÖ'ye karşı verdiğimiz aziz mücadelenin de milleti millet yapan dönüm noktalarından biri olarak tarihe geçeceğine eminim. Şehitlerimize ebedi rahmet diliyor, gazilerimize sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Burada gösterdiğimiz dayanışma, bu topraklarda bir millet olduğunun ispatı oldu.
İstikrarlı bir yönetim ve performanslı bir hükümet çabası ortaya koyduğumuz zaman, bu milletin alın teri ve emeği, ülkenin müteşebbisinin ve sivil toplum örgütlerinin ortaya koyduğu performans, bu ülkeyi huzurlu ve güçlü yapmaya, refahının arttırmasına, dünyada sözünün güçlü olmasına yetiyor.
Halkın yetkisi arttıkça Türkiye’nin demokrasisi ve ekonomisi güçlendi. Halkın yetkisinin zayıfladığı durumlarda ise Türkiye’nin demokrasisi de ekonomisi de zayıfladı. Yani rejimin esası cumhuriyettir, cumhurun esası cumhurdur. Rejim değişikliği, cumhuriyetin içinden cumhuru çalmaktır. Cumhuriyetin içinde cumhurun yetkisi azaltılıyorsa, rejim değişikliği olur."dedi.
Anayasa değişikliğinin 16 Nisan'da kabul edilmesiyle hükümetin kurulması için parçalı bir koalisyon yerine bir partinin yüzde 50'nin üzerinde oy alması gerektiğini ifade eden Çelik, farklı görüşteki kişilerin uzlaşmasıyla bu iktidarın öne çıkacağını, yüksek bir uzlaşma gerekeceğini söyledi.
Çelik, "Millet asli iktidardır, tali iktidar değildir. Asli iktidar olan milletten güvenoyu alan birinin de tekrar Mecliste düşürülmesi tekrar güvenoyu verilmemesi gibi bir şey söz konusu olmayacaktır." diye konuştu.
Dünyada kutupların yer değiştiğini, ABD'nin serbest ticaret aleyhine, Çin’de ise küreselleşme taraftarı söylemler yapıldığını, Avrupa’nın dağılmasından söz edildiğini ifade eden Çelik, "Bütün bu fırtınalı suların ortasında bizim görevimiz biricik göz bebeğimiz olan Türkiye Cumhuriyeti’ni bu uluslararası sularda ustaca yüzdürmektir. Ustaca geleceğe hazırlamaktır. O sebeple yönetim krizlerine herhangi bir tahammülümüz yoktur. Bu yönetim krizlerini ortadan kaldıracak bir modele geçmemiz lazım. Bizim önümüze bakmamız lazım. Kendi krizlerimizde boğulmamız lazım. Türkiye’yi G20 içinde ilk 10, ilk 5 ülkenin arasına sokmamız lazım. Türkiye’nin demokrasisini, ekonomisini, sosyal hayatını güçlendirmemiz lazım. O sebeple bu, önümüzde bir fırsattır."diye konuştu.
Yorum Yazın