Abone ol
Osmaniye İl halk Sağlığı Müdürü Dr. Alper Latif Boz, Diyabet Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı.
Osmaniye İl halk Sağlığı Müdürü Dr. Alper Latif Boz, Diyabet Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı.
Dr. Boz, 14 kasım Diyabet Günü nedeniyle yaptığı açıklamada;
“Ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu olarak varlığını sürdüren diyabet konusunda halkımızı bilinçlendirmek amacıyla her yıl 14 Kasım'da Dünya Diyabet Günü düzenlenmektedir.
Yapılan bilimsel çalışmalarla ülkemizde yaklaşık 6.5 milyon kişinin diyabetli olduğu, yaklaşık 3.2 milyon kişinin ise diyabetli olduğundan haberdar olmadığı tespit edilmiştir. Bunların yanı sıra diyabet riski yüksek olan nüfusumuzun ise 14 milyon kişi olduğu tahmin edilmektedir. Diyabet hastalığının görülme sıklığının obezitenin artışına paralel olarak hızla arttığı ve ülkemizde 20 yaş üzerindeki her yedi kişiden birinin diyabetli olduğu ortaya çıkmıştır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün son verilerine göre, dünyada 250 milyondan fazla kişi diyabetle yaşamaktadır. Hastalıkla etkin olarak mücadele edilmezse bir nesil sonra bu sayının 380 milyona yükseleceği tahmin edilmektedir.
Diyabet, Pankreastan salgılanan insülin hormonunun yetersizliği veya yokluğu sonucu kan şekerinin yükselmesi ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Ailede ve kan yakınlarında diyabet olması, kilo fazlalığı ve şişmanlık, hareketsizlik, yüksek tansiyonu olanlarda diyabet daha çok görülmektedir. Aşırı su içme, aşırı idrara çıkma, gece idrara çıkma, sık acıkma, aşırı yemek yeme, yorgunluk, halsizlik, cildinizde kuruma, bulanık görme ve yaraların geç iyileşmesi diyabetin ilk belirtilerindendir. Günümüzde diyabeti tamamen iyileştirici bir tedavi yoktur ancak etkin tedavi vardır. İyi bir diyabet kontrolü mümkün olduğunca normale yakın kan şekeri seviyelerini korumakla mümkündür. Bunu sağlamak ise kontrollü diyet, fiziksel aktivite, düzenli ilaç kullanma, sağlıklı yaşam tarzı ve dengeli bir diyetle mümkündür. Diyabette tedavi ve önerilere sıkı sıkıya bağlı kalmak çok önemlidir, fakat en az bu kadar önemli olan ikinci bir bilgi de, bu yaşam tarzının bir ömür boyu devam ettirilmesi gereğidir. Ne yazık ki diyabet tam anlamıyla iyileşebilecek, hayatınızdan tamamıyla çıkıp gidecek bir hastalık değildir. Diyabetle birlikte yaşamak öğrenilmeli ve önerilere uyulmalıdır.
Haftada bir kez sabah akşam kan şekeri değeri ölçülmeli, kayıt tutulmalı ve bu kayıtlar kontrol anında doktora gösterilmeli,İdeal vücut ağırlığı korunmalı,
Sebze, meyve ve hububattan zengin beslenme alışkanlığı geliştirilmeli (her gün en az beş porsiyon sebze ve meyve yenmeli), Öğün atlamadan şekerli içecek ve tatlı tüketimi azaltılmalı, şeker içeriği az olan besinler tercih edilmeli,Yağlar konusunda ölçülü olunmalı ve doymamış yağlar (zeytin yağı ve sıvı yağ) tercih edilmeli,Düzenli egzersiz yapılmalı (her gün en az 30 dakika yürüyüş) Şeker hastalarının yaraları çok zor iyileştiğinden dolayı, kendilerini kazalardan mümkün olduğunca korumaya çalışmalı, özelikle ayaklarına rahat ayağını koruyan ayakkabılar kullanılmalı ve mutlaka çorap giyilmeli,Sigara ve alkolden uzak durulmalı,Stresle baş etme yollarını bilmeli ve uygulamalı, Düzenli doktor kontrolüne gitmeli, Önerilen tedaviyi doktor kontrolünde düzenli olarak ömür boyu kullanmalıdır.”dedi.
(Mustafa BARDAK)
Dr. Boz, 14 kasım Diyabet Günü nedeniyle yaptığı açıklamada;
“Ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu olarak varlığını sürdüren diyabet konusunda halkımızı bilinçlendirmek amacıyla her yıl 14 Kasım'da Dünya Diyabet Günü düzenlenmektedir.
Yapılan bilimsel çalışmalarla ülkemizde yaklaşık 6.5 milyon kişinin diyabetli olduğu, yaklaşık 3.2 milyon kişinin ise diyabetli olduğundan haberdar olmadığı tespit edilmiştir. Bunların yanı sıra diyabet riski yüksek olan nüfusumuzun ise 14 milyon kişi olduğu tahmin edilmektedir. Diyabet hastalığının görülme sıklığının obezitenin artışına paralel olarak hızla arttığı ve ülkemizde 20 yaş üzerindeki her yedi kişiden birinin diyabetli olduğu ortaya çıkmıştır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün son verilerine göre, dünyada 250 milyondan fazla kişi diyabetle yaşamaktadır. Hastalıkla etkin olarak mücadele edilmezse bir nesil sonra bu sayının 380 milyona yükseleceği tahmin edilmektedir.
Diyabet, Pankreastan salgılanan insülin hormonunun yetersizliği veya yokluğu sonucu kan şekerinin yükselmesi ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Ailede ve kan yakınlarında diyabet olması, kilo fazlalığı ve şişmanlık, hareketsizlik, yüksek tansiyonu olanlarda diyabet daha çok görülmektedir. Aşırı su içme, aşırı idrara çıkma, gece idrara çıkma, sık acıkma, aşırı yemek yeme, yorgunluk, halsizlik, cildinizde kuruma, bulanık görme ve yaraların geç iyileşmesi diyabetin ilk belirtilerindendir. Günümüzde diyabeti tamamen iyileştirici bir tedavi yoktur ancak etkin tedavi vardır. İyi bir diyabet kontrolü mümkün olduğunca normale yakın kan şekeri seviyelerini korumakla mümkündür. Bunu sağlamak ise kontrollü diyet, fiziksel aktivite, düzenli ilaç kullanma, sağlıklı yaşam tarzı ve dengeli bir diyetle mümkündür. Diyabette tedavi ve önerilere sıkı sıkıya bağlı kalmak çok önemlidir, fakat en az bu kadar önemli olan ikinci bir bilgi de, bu yaşam tarzının bir ömür boyu devam ettirilmesi gereğidir. Ne yazık ki diyabet tam anlamıyla iyileşebilecek, hayatınızdan tamamıyla çıkıp gidecek bir hastalık değildir. Diyabetle birlikte yaşamak öğrenilmeli ve önerilere uyulmalıdır.
Haftada bir kez sabah akşam kan şekeri değeri ölçülmeli, kayıt tutulmalı ve bu kayıtlar kontrol anında doktora gösterilmeli,İdeal vücut ağırlığı korunmalı,
Sebze, meyve ve hububattan zengin beslenme alışkanlığı geliştirilmeli (her gün en az beş porsiyon sebze ve meyve yenmeli), Öğün atlamadan şekerli içecek ve tatlı tüketimi azaltılmalı, şeker içeriği az olan besinler tercih edilmeli,Yağlar konusunda ölçülü olunmalı ve doymamış yağlar (zeytin yağı ve sıvı yağ) tercih edilmeli,Düzenli egzersiz yapılmalı (her gün en az 30 dakika yürüyüş) Şeker hastalarının yaraları çok zor iyileştiğinden dolayı, kendilerini kazalardan mümkün olduğunca korumaya çalışmalı, özelikle ayaklarına rahat ayağını koruyan ayakkabılar kullanılmalı ve mutlaka çorap giyilmeli,Sigara ve alkolden uzak durulmalı,Stresle baş etme yollarını bilmeli ve uygulamalı, Düzenli doktor kontrolüne gitmeli, Önerilen tedaviyi doktor kontrolünde düzenli olarak ömür boyu kullanmalıdır.”dedi.
(Mustafa BARDAK)
Yorum Yazın