Gadasını Aldığım Şiirler

Halk şairi, ağıt ve türküler derleyicisi Zahide Eskici, “yaşadığım gibi yazıyorum”diyerek kalemine sarılıp edebiyat dünyasında varlığını kanıtlamış bir kadın.

Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Köylü milletin efendisidir” sözlerindeki gibi şairimiz Zahide Eskici, doğup büyüdüğü köyünü ve köylüsünü her an yüreğinin koyağında büyüterek edebiyat alanında kalemler tüketiyor.

Ağıtlara ve köy türkülerine meraklı bir kadın Zahide Eskici, Kahramanmaraş ili Andırın ilçesi doğumlu. Şairimiz İlkokulu köyünde bitirdikten sonra, eğitim hayatını da burada sonlandırmış. Köyünde hayvanlarını otlatırken duygu ve düşünceleri gördüklerini, duyduklarını ve yüreğinden geçen düşüncelerini kaleme alarak yazmaya başlamış. Hece ve serbest ölçüde şiirler yazmaya başlayan Zahide Eskici, ilk şiir kitabını 2003 yılında “Akın gözyaşları” adı ile yayınladı.

Bağlama çalmasını öğrenip, şiirlerinin bir kısmını besteleyen Eskici, aynı zamanda yanık sesi ile türkü ve ağıtlar söylemesi ile de biliniyor. Halk kültürü denemeleri arasında 2017 yılında, “Gadasını aldığım Hikayeli Türküler ve ağıtlar” adlı kitabını yayınladı. Kitaptaki hikayeli türkü ve ağıtların “Andırın ağzı” ile yazıldığı da kitabın iç sayfasında vurgulanıyor.

Bu kitabında ağıtları söyleyenlerin hikayelerini de anlatarak, bir kaynak kitap olarak hazırlandığını söyleyebileceğimiz 300 sayfalık bir eser görmekteyiz.

GADASINI ALDIĞIM ŞİİRLER

Kitabın başlığındaki ilk sözcük bazılarınızın dikkatini çekebilir. Çünkü “Gadasını almak” Akdeniz bölgesinden Güneydoğu’ya doğru giderken bu yöredeki kırsal alandaki insanlar tarafından kullanılır. Samimi bir halk dili olarak kullanılmakla birlikte, şairimiz Zahide Eskici ve editörü Mahsur Ekmekçi’nin unutmuş olabileceklerini düşündüğüm, açıklama yapılmamış olması bir eksiklik olsa gerek… Kitabın her okuru, yurdumuzun tüm yörelerindeki yerel sözcükleri bilemeyebilir, bu anlamda belirtmek istedim.  Bu konuda bir örnek vermem gerekirse; 21. Ekmek ödüllü şiir yarışması ödül törenine katılanlar arasında Mersin ilimizden bir kadın, Osmaniyeli şair Ahmet İpek’in şiir kitabını alıp okurken, şiirin bir yerinde; “Gadasını almak” sözü geçmektedir. Kadın yanıma geldi ve “Gadasını almak” sözünü sordu. Mersinli olduğunu öğrendiğim bu kadını, şiirin yazarı Ahmet İpek ile tanıştırdım ve arkadaşımız gereken bilgilendirmeyi yapmıştı.

Söylemek istediğim o ki, Mersin ilimizde yaşamakta olan, kültür ve sanatla uğraştığını bildiğimiz bir orta yaşlı insan bile şiirde kullandığımız sözcüklere yabancılık yaşıyorsa, biraz da bizlerin açıklama yapması gerektiğini düşünüyorum.

Zahide Eskici’nin “Gadasını aldığım şiirler” kitabı 144 sayfadan oluşuyor. Kitapta toplam 128 şiir yeralıyor.

Zahide Eskici’nin  kitabındaki “Gadan alam” şiirinin ilk dörtlüğünü paylaşalım; “Suyu düzen et bahçeye/Gel beriye görüyelim/Gadan alıp gurban olam/Birazcıkta sarışalım/…” diye devam ediyor.

Şairimizin “Öyle özledim ki seni” şiirinin ilk dizelerini okuyorum; “ Öyle özledim ki seni/Sol yanıma hüzün yağmurları lağıyor/Pisem pisem/Hani derler ya/Ahmak ıslatan yağmuru/Ha ondan işte/O yüzden ya…/Yüreğime işliyor/Yüreğim ise ahmaklığına mı yansın?/Sevdasına mı?/Özlemlerine mi?/…” dizeleri ile devam ediyor.

Kitabına isim olarak kullandığı “Gadasını aldığım” sözleri ile yazılan 14 ayrı şiirinden örnekleri paylaşmak istiyorum. “Gurbet elde fazla gezme/Dön gel gadasını aldığım/Yar isterim mektup yazma/Sen gel gadasını aldığım/…Canı canda can bilirim/Sen gelmezsen ben ölürüm/Biletini tez alırım/Bin gel gadasını aldığım/…” diye devam ediyor.

İçerisinde kendimizi bulabileceğimiz, kırsal alandaki insanların samimi sevgileri, aşkları ve dostluklarını anlatan şiirlerin buluştuğu bir kitap diyebilirim.

Kitaptaki şiirlerin yazarının duygularını anlatma noktasındaki dizelerin yeraldığı böyle bir kitabın, kusura bakmasın ama “Editörüm diyen birinin” tasarımları hiç te göze hoş görünmediğini belirtmek isterim. Öncelikle kitabın ön kapağındaki büyük puntolarla yazılan başlık, sanki İlkokul öğrenci kitabına benzemiyor mu? Kitabın ilk sayfasındaki yazıların kaç punto ile yazıldığını bir görseniz, bir de sanki kitabın arka kapağına; “Editör” olarak adı yazan kişinin bu kitabın içerisindeki sayfalarında da aynı inceliği göstermesini beklerdim. 
 
Şairimiz, aynı zamanda OŞYAD üyemiz de olan Zahide Eskici’nin yazdıkları şiirlerin güzelliğini, ne yazık ki sayfaya yerleşimlerinde ‘editör’ü gölge düşürüyor. 

Beni yanlış anlamayın değerli okurlarım, kitabı gördüğünüzde, bir kitabının kapak yazısı ile iç sayfa yazılarının böyle olmayacağını sizlerde görebilirsiniz. Bu olayda, kitabın editörü olan “Mahsur Ekmekçi” ile karşılaşma ve tanışmamız olmadığı da vurgulayarak, farklı algılamalar yapılmasını istemiyorum. 

Zahide Eskici arkadaşımızı yürekten kutluyor, yeni eserler kazandırmasında başarılar diliyoruz.